İlim Dünyamıza Hoşgeldiniz.. ßiร๓illคђiггคђ๓คภiггคђi๓ ..νυѕℓαтıм özℓємiм∂iя..
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

İlim Dünyamıza Hoşgeldiniz.. ßiร๓illคђiггคђ๓คภiггคђi๓ ..νυѕℓαтıм özℓємiм∂iя..

KaRdEsLiGiN DaIm oLdUgU, sEvGiLeRiN BiRlEsTiĞi, DoStLuKlArIn bItMeDiGi AiLe fOrUmUmUzDa iYi vAkIt gEçIrMeNiZ UmUdUyLa eFeNdIm eDePlE GeLeN HüRmEtLe gIdEr.
 
AnasayfaKapıLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Ben Müslüman mıyım Acaba?

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
vuslatım özlemimdir
Yönetici
Yönetici
vuslatım özlemimdir


Mesaj Sayısı : 916
Kayıt tarihi : 02/04/09
Yaş : 47
Nerden : SİVAS

Ben Müslüman mıyım Acaba? Empty
MesajKonu: Ben Müslüman mıyım Acaba?   Ben Müslüman mıyım Acaba? Icon_minitimeSalı Mayıs 11, 2010 8:35 pm

Ben Müslüman mıyım Acaba?
Başka bir şehre taşındığı için uzun süredir görüşemediğim bir arkadaşım tatil için gelmiş. Özleştik görüşelim diye beni aradı. Ben de mutlulukla kabul ettim. Çok severdik birbirimizi çocukluğumuz, gençliğimiz birlikte geçti. Her zaman gıptayla baktığım “keşke ben de onun gibi olabilsem” dediğim mükemmel bir insandı. Bildim bileli İslâmî kaidelere uygun yaşamaya çalışırdı. Pür tesettür giyinirdi. Lâf aramızda çok da yakışırdı. 5 vakit namazını düzenli mutlaka kılardı. Ramazan orucunu aksatmazdı. Kur’ân-ı Kerim’i tecvidiyle makamıyla çok güzel okurdu. Dinleyip de hayran olmayan yoktu.

Nitekim mutaassıp bir ailenin kızı olduğu için bir imamla evlendi. Evlendikleri senenin yazında eşiyle düğünde takılan takılarla hacca gittiler. Gencecik yaşta hacı oldular diye imreniyordum; “Allah’ım ne güzel bana da nasip et” diye de dua ediyordum. Eşi Muğla’daki bir camiye imam tayin edilmişti, oraya gittiler. O zamandan beri görüşemiyorduk. Çok mutlu ve heyecanlıydım. İkramlarımı sevinçle hazırladım. Çok sevdiğim ve özlediğim arkadaşımla görüşecektim. Nihayet zil çaldı 2 çocuğu olmuş biri kız biri oğlan dünya tatlısı. Hasretle, muhabbetle sarıldık. Misafir odasına buyur ettim. Ama göz göze geldiğimiz an bir şeylerin ters gittiğini anlamıştım. “Gözler yalan söylemez” derler ya o gözler mutlu bakmıyordu. Yüzdeki mimikler ve gülümseme gizlemeye çalışsa da bir hüzün vardı. “Hayırdır inşallah anlarız şimdi” dedim içimden.

Hoş beş, hal hatır sorma derken. Benden bir bardak su istedi ilaç saati gelmiş. Getirdim hemen içmek için çıkardığı ilaca baktım çok ağır anti deprasan ilaçlar. Depresyon geçiren vakalara verilen cinsten.

- “Allah Allah hayırdır inşallah nedir bunlar? Bu ilaçları kullanmanı gerektirecek ne derdin var cancağızım” diye sordum.

- “Sorma Bahar’cığım çok üzgünüm, dertler hasta etti beni. Bir türlü işler yoluna girmiyor. Muğla’da ev yaptık. Bitiremedik hâlâ bir sürü eksiği var. Oğlan SBS’de istediğimiz okulu kazanamadı. Kız desen çok kilolu. Kız çocuğu bu kadar kilolu olur mu ileride ne olacak bunun hali? Eşim desen “Evi satalım, tayini mi isteyeyim de memlekete dönelim” diyor. O kayınvalidemle görümcemin başının altından çıkıyor bütün bunlar ben bilmez miyim? Her gün telefon; “sizi çok özledik buraya gelin”. İyi de burada bir düzen kurduk. Ben gelmek istemiyorum. Şimdi geldik ya adamın kafasına girecekler. Çok sıkıntılıyım. Geçen ay yolda bayılmışım ambulansla hastaneye götürdüler. Nörolog “Çok ağır depresyon geçiriyorsun bütün sinirlerin yıpranmış bu ilaçları düzenli kullanman lazım” dedi. İçiyorum çok rahatlatıyor. Çok uyutuyor ama uyuşuyorum. Sorunlardan biraz olsun uzaklaşıyorum bu sayede. Ya Bahar’cığım söyle Allah’ını seversen haksız mıyım? Gel de depresyona girme öyle değil mi?

Duyduklarıma inanamamıştım. Benim gıptayla baktığım arkadaşıma ne olmuştu böyle. Oysa ben onun gibi olmayı çok istemiştim. Allah’ı çok seviyor ve ona lâyık olmaya çalışıyor diye düşünüyordum. Kendimi çok eksik görüyordum. “Ben Müslüman mıyım?” diye sürekli kendime soruyordum. Geceler boyu seccadede çok ağladım. “Rabbim ben de senin dostun olmak istiyorum. Sana yakın olmak istiyorum. Beni çok sevmeni ve seni çok sevmeyi istiyorum. Ne olur Allah’ım beni yoluna ulaştır. Kalbimi sana aç. Beni Sana ulaştıracak olanlarla dost kıl.” Bu dualarımı Rahmân ve Rahîm olan Rabbim kabul etti. Bu arayış beni mürşidime ulaştırdı. Namaza başladım. Ama namaz benim için doyulmaz bir zevkti. Her “Allahuekber” dediğimde ayağım yerden kesilirdi. Yüreğim huzur ve mutluluk dolardı. Günlük vazifelerim arasında zikir en baştaydı ve elimden tespihim düşmez oldu. Her an zikirli olmalıydık. Yemek yaparken, bulaşık yıkarken, evi temizlerken, yürürken, konuşurken sürekli dilimle sesli olarak “Allah Allah” diye zikrederdim.

Bunları anlattım arkadaşıma “Ayşe’ciğim sen benim idolümdün. Sana ne oldu böyle? Müslüman olan depresyona mı girer? Senin anlattığın dert dediklerinin tek kelimeyle izahı “Hayat”. Hayatta işler her zaman bizim istediğimiz gibi olmaz. İmtihanlar, yapmak isteyip de yapamadıklarımız her zaman olur. Bunlara hazırlıklı olmalıyız. Metin olmak gerekir. Allah’a sığınmak ve ondan yardım istemek lâzım. Sen bunları benden daha iyi bilirsin sanıyordum ama bir şey eksik herhalde ne dersin?

Ayşe biraz öfkelendi.

- Senin derdin yoksa bunu söylemek kolay tabiî. Davulun sesi uzaktan hoş gelir şekerim kolay değil o kadar.

Hiç öyle değildi. Derdi, sıkıntısı olmayan insan mı olur? Allah herkesi imtihan eder. Ona Tevbe Suresinin 126, Bakara Suresi 55 ve Enbiyâ Suresinin 35. âyeti kerimelerini okudum (bknz en sondaki kısım)
Ben de ilk çocuğumun vefatından başlayarak ortağımızın bizi milyarlarca lira dolandırmasına borçlandırmasına kadar başımdan geçenleri tek tek anlattım. Benimkilerin yanında Ayşe’ninkiler devede kulak kaldı. Gözleri hayretten fal taşı gibi açılmış. “İyi de sen bu kadar yükü, acıyı, sıkıntıyı nasıl göğüsleyebiliyorsun. Ben aklımı kaçırırdım herhalde vah, vah ‘beterin beteri var’ dedikleri bu olsa gerek” diyerek acıyarak baktı bana.

Ben tebessüm ettim; “Ben şikâyetçi değilim. Rabbim neyi uygun görürse nasibimiz odur. Ölümlü dünya bu gün varız. Ama yarın da var mıyız? Yalnız Allah bilir. Bu dünyayı o kadar ciddiye almamak lâzım. Elimizden geleni yapmalı gerisini Allah’a bırakmalı. Tevekkül dediğimiz bu değil mi? Yaratılış sebebimiz Allah’a kul olmak Dünya’ya değil, bunu unutmamak lâzım. Yunus Emre ne demiş?

Ne varlığa sevinirim
Ne yokluğa yerinirim
Aşkın ile avunurum
Bana seni gerek seni

Sadece eksikleri görmek göstermek iblisin ve nefsin işidir. Hayatta hiç mi güzel şeyler yok? Bak nur topu gibi iki evladın var sağlıklı sıhhatli. Size sahip çıkan bir eşin var. Eksik de olsa bir ev yapmışsın. Hayatı boyunca buna sahip olamayacak nice insanlar var. Allahû Teâlâ Araf Suresi’nin 10. âyeti kerimesinde “Andolsun ki, sizi yeryüzüne yerleştirdik ve orada size geçim kaynakları kıldık. Ne kadar az şükrediyorsunuz”.diyor Müslüman olan bunu unutmamalı bence dedim.

Ayşe’ye baktım, ağlıyordu: “Ne kadar haklısın gençliğimizde sen bana bakıp ‘Ben Müslüman mıyım?’ diye sorardın kendine. Köprünün altından çok sular akıp geçmiş. Sana bakıp şimdi ben soruyorum ‘Ben Müslüman mıyım?’ Ben de her gün namazımı kılıyorum. Tesettürümden asla taviz vermem. Orucumu ihmal etmem. Evlendiğimiz yıl gittiğimiz haçtan sonra 2 kez daha gittik. Eşim görevliydi çok istedim beni de götürdü. Ama sendeki tevekkül, huzur, sabır bende yok. Öyle ise bende bir şey eksik. Ne namazdan, ne zikirden hiç zevk almıyorum. Benim için yaşam biçimi. Aileden, atadan öyle yetiştik. Bir vazife olmanın ötesine geçmedi. Oysa ki bakıyorum. Allah’a ibadet seni değiştirmiş. Seni eğitmiş sabrın ve şükrün sahibi yapmış. Seni şükreden ve sabırlı bir insan yapmış? Her şeye rağmen mutlu olmayı öğrenmişsin. Sorunların altında ezilmiyorsun. Benim gibi depresyon ilaçlarına ihtiyacın yok, güçlüsün maşallah.

Söyle bakalım aramızdaki fark ne? Ben de eksik olan ne?

(Devam edecek)
9/TEVBE-126: Ve onlar, senede bir veya iki kere imtihan edildiklerini görmüyorlar mı? Sonra tövbe etmiyorlar (Allah'a yönelmiyorlar) ve onlar zikir yapmıyorlar

2/BAKARA-155: Ve sizi biraz korku, biraz açlık, biraz da maldan, candan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan ederiz. Sabredenleri müjdele.21/ENBİYÂ-35: Bütün nefsler, ölümü tadıcıdır. Sizi, hayır ve şerr fitneleri ile imtihan ederiz. Ve Bize döndürüleceksiniz.
Bahar Uz....
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
vuslatım özlemimdir
Yönetici
Yönetici
vuslatım özlemimdir


Mesaj Sayısı : 916
Kayıt tarihi : 02/04/09
Yaş : 47
Nerden : SİVAS

Ben Müslüman mıyım Acaba? Empty
MesajKonu: Ben Müslüman mıyım Acaba - 2   Ben Müslüman mıyım Acaba? Icon_minitimeSalı Mayıs 11, 2010 8:36 pm

Ben Müslüman mıyım Acaba - 2
Arkadaşım kendindeki eksiklerin farkına varmış görünüyordu. Dünyada hiçbir şey yok ki samimiyet ve gerçek duyguların üzerine kurulmuş olmasın. Ben de âcizane onu anlatmaya çalıştım.

Bizleri yaratma lütfunda bulunan ve Rahman ismiyle bu dünya hayatında ihtiyacımız olan ne varsa hava, su, rızık, sağlık, eş, evlat, iş… Hepsini karşılıksız herkese verir. O kişinin, Allah’ın varlığına inanmasının ya da inanmamasının bunda bir fonksiyonu yoktur. Ateşe tapsın, şeytana tapsın, ne yaparsa yapsın Allah bu dünyada herkesi rızıklandırır.

42/ŞÛRÂ-20: Kim ahiret hasatını (mahsulünü, kazancını) isterse, Biz onun kazancını artırırız. Kim dünya kazancını isterse, ona (da) ondan (dünya kazancından) artırırız (veririz). Ve onun ahirette nasibi yoktur.

11/HÛD-15: Kim dünya hayatını ve onun ziynetini (süsünü) isterse (istedi ise) onların amellerini(n karşılığını) orada, onlara öderiz (veririz). Ve onlara, orada (karşılıkları) eksiltilmez.

3/ÂLİ İMRÂN-145: Ve bir kimsenin, Allah'ın izni olmadan ölmesi olmamıştır (olamaz), o (ölüm), süresi tayin edilmiş bir yazıdır. Ve kim dünya sevabı isterse, kendisine ondan veririz ve kim ahiret sevabı isterse, kendisine ondan veririz. Ve şâkirleri (şükredenleri) yakında mükâfatlandıracağız.



Ama bu sadece bu dünya hayatında verilen geçici bir izindir. Allah herkesi, her şeyi çok sever. Her şeye rağmen sever. Sürekli kesintisiz kalpleri kontrol eder. Allahû Teâlâ ister ki özene bezene yarattığı, bütün mahlûkatından da üstün tuttuğu insanoğlu Rabbine kalbinde bir yer açsın. Samimiyetle o kalp Allah için çarpsın. Allah için ne yapılan herşey samimiyetle yapılsın ve O’nun gerçek sevgisini kazanmak için yapılsın.

Allah’ı kandırmak mümkün değildir. Dil ne söylerse söylesin. Allah kişinin gerçek duygularını bilir.

Kimileri vardır; prestij olsun diye etrafında insanlar olsun, ona saygı duysunlar, itibarı olsun diye ibadet eder ve îmân sahibi görünür. “Görünür” diyorum, çünkü bu sadece görüntüdür. Yaptığı şeklen ibadette samimiyet olmadığı için o ibadet kişide kibir oluşturur. Kişi kendini herkesten daha Müslüman sanır, kendini fetva makamı bilir, kendini cennetlik görür. Namazını aksatmaz tadili erkâna uygun ve mükemmel kılar. Her yıl ramazan orucunu tutar. Parası varsa her yıl hacca gider. Kendilerine “Hacı amca, Hacı Teyze” denmesi hoşlarına gider. Kur’ânı Kerîm’i tecvidiyle, makamıyla eksiksiz okur. Ama maalesef bunca amel samimiyet yoksa o kişiyi cehenneme girmekten kurtarmaz.

18/KEHF-103: De ki: “Ameller açısından en çok hüsrana uğrayanları size haber vereyim mi?”

18/KEHF-104:Onlar, dünya hayatında amelleri (çalışmaları) sapmış (kaybettikleri dereceler, kazandıkları derecelerden daha fazla) olanlardır. Ve onlar, güzel ameller işlediklerini zannediyorlar.

18/KEHF-105: İşte onlar, Rab'lerinin âyetlerini ve O'na mülâki olmayı (ölmeden evvel ruhun Allah'a ulaşmasını) inkâr ettiler. Böylece onların amelleri heba oldu (boşa gitti). Artık onlar için kıyâmet günü mizan tutmayız.

18/KEHF-106: (Âyetlerimi) örtmeleri (inkâr etmeleri) ve âyetlerimi ve resûllerimi alay konusu edinmeleri sebebiyle, onların cezası işte bu cehennemdir.

Birkaç gün önce devlet memurları ücretlerini yetersiz buldukları için greve gittiler. İçlerinde her kesimden devlet memuru vardı. Bana işin en ilginç, hazin ve düşündürücü gelen kısmı; camii imamlarının ve ilâhiyat mezunu dîn dersi öğretmenlerinin de bu greve katılmasıydı. Televizyondaki haber şöyle diyordu. “Bugün grev dolayısı ile cami imamları da cemaati kendi haline bıraktı namazı kıldırmadı. Öğretmenler derse girmedi (Dîn dersi öğretmenleri de dâhil).”

Ne acı… Kendisine verilen maaşı beğenmediği için cemaate namaz kıldırmayan bir imam, gerçek bir dîn ve Allah adamı olabilir mi? O insanları Allah yolunda irşad edebilir mi? Kendi nefsi daha tezkiye, tasfiye olmamış iken. Kanaat ve sabır, hoşgörü, îmân sahibi olmamış iken. Binlerce üniversite mezunu genç işsiz dolaşırken, birçok insan açlıktan sefâletten ölürken, milyonlarca insan asgari ücretin çok altında maaşla hayatını sürdürmeye çalışırken, kanaat edebilen, ayağını yorganına göre uzatabilen biri için yeterli olabilecek bir maaşa dahi isyan ve itiraz eden bir dîn adamı gerçekten bir dîn ve Allah adamı olabilir mi sizce?

Îmânının kendisine bir faydası olmuşmudur ki bize bir faydası olsun. Unutmayalım ki, sadece sahip olduğu ilmi yaşayabilenler bunu etrafındakilere de yaşatabilenlerdir. Gerçek âlimler; onlar daimî zikrin sahibidirler, çevresindeki insanlara hikmeti yaşatırlar… Diğer türlü inanlar imam olabilir, ilahiyat mezunu olabilir, dîn dersi öğretmeni olabilir. İlahiyat fakültesinde Doçent, Profesör, Eğitim görevlisi olur. Hatta Diyanet İşleri’nde üst düzey yetkili dahi olabilirler. Ama mü’min olmak başka bir şeydir. Allah’ın kendi eğitim sistemi vardır. O sadece samimiyetle kalbi kendine dönen takva sahiplerini eğitir. Nefsini zikriyle tezkiye ve tasfiye eder.

30/RÛM-31: O’na (Allah'a) yönelin (Allah'a ulaşmayı dileyin) ve takva sahibi olun. Ve namazı ikame edin (namaz kılın). Ve (böylece) müşriklerden olmayın.

Allahû Teâlâ Kendi dîn adamlarını, mürşitlerini, imamlarını Kendi tayin eder. Allah Kendi dînini, Kendi Kitab’ını, Kendi tayin ettiği kişiler aracılığı ile öğretir. Bu kişilerin kim olduklarını arayıp bulmanın tek yolu da Perşembe’yi Cuma’ya bağlayan yada kandil gecelerinde hacet namazı kılıp Allah’tan sormaktır. Allah’a ulaşmayı dileyen herkes bu namazı kıldığı ve mürşidini Allah’tan sorduğu takdirde rüyasında ona Allah tarafından irşadla vazifelendirilen, hayatta olan bir mürşid mutlaka gösterilir. Ama burada da samimiyet asıldır. Samimi olarak arayana gösterilir. Huşû sahibi olmak gerekir.

5/MÂİDE-35: Ey âmenû olanlar (Allah’a ulaşmayı, teslim olmayı dileyenler); Allah’a karşı takva sahibi olun ve O’na ulaştıracak vesileyi isteyin. Ve O’nun yolunda cihad edin. Umulur ki böylece siz felâha erersiniz.

2/BAKARA-45 : (Allah'tan) sabırla ve namazla istiane (yardım) isteyin. Ve muhakkak ki o (hacet namazı ile Allah'a ulaştıracak mürşidini sormak), huşû sahibi olanlardan başkasına elbette ağır gelir.

2/BAKARA-46: O (huşû sahipleri) ki; onlar, Rab'lerine (dünya hayatında) muhakkak mülâki olacaklarına ve (sonunda ölümle) O'na döneceklerine yakîn derecesinde inanırlar.



Allah’la olan irtibatımızı şekilden öteye taşımak zorundayız. Şeklen yapılan hiçbir amel bize ne bu dünyada, ne de ahirette fayda sağlamaz.Allah gerçek anlamda sevilmek ister. Kalbimizde bunu görmek ister. İhtiyacımız olan her şey için ilk olarak ona müracaat edelim, O’na dua edelim ister. Olaylara kendimiz yön vermeye çalışmak yerine Allah’tan bunu istesek, Yüce Yaratan herşeyi en güzel şekilde dizayn eder.

25/FURKÂN-77 : (Onlara): “Rabbim, dualarınız olmasa size değer vermez. Oysa siz yalanlamıştınız. Fakat (azap) kaçınılmaz olacak.” de.

Allah insana akıl vermiş. Bu aklı doğru kullanmalıyız. Bizi yaratanın Allah olduğunu ve bu yaratmasında mutlaka bir muradı olduğunu, bizden bir beklentisi olduğunu akıl etmeliyiz. Bu dünya hayatı geçicidir. Bu hayatın sonunda mutlaka ölüm vardır ve kimse ölümden sonra burada sahip olduğu hiçbir şeyi yanında götüremez. Demek ki biz aciz olanız. Bize tanınan bu süreyi doğru kullanmalıyız. Bizi Yaratana yönümüzü dönmeli ve O’na doğru bir arayışın içine girmeliyiz. İşte bu arayış kalbimizde samimi bir Allah sevgisi ve Allah’a ulaşmayı dileme talebi oluşturur. Bundan sonrası için bir şey yapmaya gerek yoktur. Allah kalpte bu talebi görmek ister. Anında da görür. Ondan sonraki Sırat-ı Mustakîm denen, Allah’a ulaştıran manevî yolda yolculuğumuzu başlatır. Bütün engellerimizi kaldırır. Kalbimizi kendine döndürür ve şeytanı bizden uzak tutar. Bizi Allah yolunda eğitecek, irşad edecek mürşidimize, öğretmenimize bizi ulaştırır.

Aslında bu yolculuk Allah’a doğru bir keşiftir. İnsanoğlu bu keşif için yaratılmıştır. Keşfin sonunda inanılmaz güzellikler ve mükâfatlar bizi bekler. Bunu dileyen kişi için Allah yardıma hazırdır. Yeter ki bir nimet olarak Allah’ın bize verdiği aklı kullanalım. Rahmân ve Rahîm olan Allah’ı fark edelim, hatırlayalım.

Tüm dileyenlere Allah yolunda sonsuz mutluluklara ulaşmaları, hayatlarını Allah’a adamaları dileklerimle inşaallah.



Allah Razı Olsun.

Bahar Uz
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Ben Müslüman mıyım Acaba?
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Forumun**en** leri?????? Biraz Renk Katalım (((Hadi Kolay Gelsin:)))
» Düşün Müslüman
» Derdini Büyütme...!
» Müslüman neden ibadet etmek istemez?
» Siz gerçek Müslüman gördünüz mü?

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
İlim Dünyamıza Hoşgeldiniz.. ßiร๓illคђiггคђ๓คภiггคђi๓ ..νυѕℓαтıм özℓємiм∂iя.. :: ♥✿•*¨`*•✿♥ ♥✿•*¨`*•✿♥....::::EDEBİYAT::::..♥✿•*¨`*•✿♥ ♥✿•*¨`*•✿♥. :: ๓คкคlєlєг-
Buraya geçin: