İlim Dünyamıza Hoşgeldiniz.. ßiร๓illคђiггคђ๓คภiггคђi๓ ..νυѕℓαтıм özℓємiм∂iя..
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

İlim Dünyamıza Hoşgeldiniz.. ßiร๓illคђiггคђ๓คภiггคђi๓ ..νυѕℓαтıм özℓємiм∂iя..

KaRdEsLiGiN DaIm oLdUgU, sEvGiLeRiN BiRlEsTiĞi, DoStLuKlArIn bItMeDiGi AiLe fOrUmUmUzDa iYi vAkIt gEçIrMeNiZ UmUdUyLa eFeNdIm eDePlE GeLeN HüRmEtLe gIdEr.
 
AnasayfaKapıLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 O'nu Hatırlatandır Elbet!

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
vuslatım özlemimdir
Yönetici
Yönetici
vuslatım özlemimdir


Mesaj Sayısı : 916
Kayıt tarihi : 02/04/09
Yaş : 47
Nerden : SİVAS

O'nu Hatırlatandır Elbet! Empty
MesajKonu: O'nu Hatırlatandır Elbet!   O'nu Hatırlatandır Elbet! Icon_minitimeSalı Mayıs 11, 2010 8:41 pm

O'nu Hatırlatandır Elbet!
Tasavvuf felsefî bir akım yada başka her-han-gi bir şey değildir. Tasavvuf, bütün Allah dostlarının, evliyaların yaşamış olduğu bir yaşam biçimidir. Peygamber Efendimiz (S.A.V) zamanından başlayarak günümüze kadar, her nesilde varolmuş ve hep varolacaktır, çünkü Rabbimizin de buyurduğu gibi her devirde Allah’ın dostları varolmuş ve hep varolacaktır (16/Nahl-36).

İşte her devirde varolan Allah dostları, bulundukları devrede mutlaka yalanlanmış, dışlanmış, hor görülmüştür, iftiralara maruz kalmışlardır (23/Mu’minun-44).

“Tarih tekerrürden ibarettir” diye bir atasözü vardır. Neden hep böyledir? Demek ki geçmişe dönüp gerekli ders alınamamıştır. Öyleyse gelin geçmişe dönelim, gelin Allah Dostları neler söylemiş bakalım, gelin hayatımıza tatbik edelim!

Gerçekten Allah’ın dînini yaşamak istiyorsunuz, fakat ne yapmalı, nasıl davranmalı bilemiyorsunuz. Her ağızdan bir ses çıkıyor. Okuduğunuz kitapların her biri farklı şeyler söylüyor, aklınız daha da karışıyor olabilir. Okuldaki öğretmeninizin anlattığı dîn ve dîn anlayışı sizin için yeterli olmayabilir...

İlk yazımızda belirttiğimiz gibi, bundan sonra köşemizde, Hak Aşıklarının dilinden, onların yaşadığı hayatı; Tasavvuf’u inceleyeceğiz.

Tasavvuf büyükleri adım adım neler yaşamışlar, bizlere neyi tavsiye etmişler?
Onlar gibi olmak, erenlere, ermişlere karışmak bir hayal midir, imkansız mıdır?
Evliyadan olmak için ne yapmak gereklidir?
Yaşantımızda, davranış biçimlerimizde nelere dikkat etmemiz gerekir?
İşte, “En Hayırlı Dost Sizce Kimdir?” diye sormuştuk ya, en hayırlı dostu bilebilmek için önce ‘dostu’ bilmek lâzımdır. Neyi ve kimi ‘DOST’ bildiğimizi bilmek!


“Yunus'dürür benim adım

Gün geçtikçe artar odum

İki cihanda maksûdum

Bana seni gerek seni.” diyen Yûnus Emre’nin dostu belli ki Hak’tır, Rabbimiz Allah’tır. Her ne kadar bize Edebiyat derslerinde “Halk Edebiyatı Şairi” olarak tanıtılsa da, Anadolu Erenlerinden olan Yûnus Emre aslında Tasavvuf ocağında, Tabduk Emre’nin dergahında pişmiş bir Hak Aşığı, bir Allah dostudur.

Peygamber Efendimiz (S.A.V) bir hadîs-i şerifinde buyuruyor: “Kişi sevdiği ile beraberdir.”

Şöyle bir düşünelim; birini çok ama herşeyden çok seviyorsunuz, onunla hep birlikte olmaz mısınız? Her an yanında olmak istemez misiniz? Ondan her ayrılışınızda yeniden hüzünlenmez misiniz? Gönlünüz ister ki hep yan yana, can cana olalım. Ama ne hazin tecellidir ki, bir sebeple fizîken uzağında kalmışsınızdır. Olsun, öyle bile olsa her an, her saniye onu düşünürsünüz, aklınız fikriniz hep ondadır. Uzağında olsanız bile o aslında hep yanınızda, yakınınızdadır.

“Ah bir gelse, bir arasa, sorsa, bir görsem, en azından bir haberini duysam” diye içten içe hüzünlenirken, bu kadar özlemini çektiğiniz dosttan size bir haber getirene neler vermezsiniz? Hani Mevlâna Hazretleri kederli bekleyişteyken, Güneş’ini özlemedeyken, hasretinden yanar iken, oradan buradan haberler getiriyorlar ona Şems’ten. Üstündeki çulu çıkarıp haberciye veriyor. Diyorlar ki: “Mevlâna, bu gelen haberlerin hepsi yalan!” “Olsun” diyor, “Yalanına çulumu verdim, sahisine canımı vereceğim!”

Mevlâna Hazretleri mürşidine, büyük bir Allah dostu olan Şems-i Tebrizi’ye aşık olmuştur. O’nun eteğinden yapışmış ve manevî alandaki yükselişini Şems’in aşkı ile tamamlamıştır. Ama yaşadıkları dönemde bu aşk halk tarafından yanlış anlaşılmış, yerli yerine oturtulamamış, çeşitli tartışmalara yol açmıştır. Ancak bu Allah’a ve dostlarına güç bir iş değildir. Allah, O’nu sevenlerle, dostlarıyla daima beraberdir ve yardımını göndermektedir. Sevenler her zaman mutlu olanlardır ve her halükârda kazananlardır.

Eski dönemde yaşamış Allah dostlarından olan Rabia Sultan bir gece vakti uykudayken, evine giren hırsıza: “O uyumaktadır, ancak Rabbi uyanıktır ve onu koruyup kollamaktadır!” buyuran Yüce Rabbimiz, her an dostlarıyla beraberdir, onları rızıklandırmaktadır, korumaktadır. Allah dostlarına (evliyalara) Hak Aşk’ından başka dert, tasa yoktur. Rabbimizin Cemali şereflerin büyüğüdür onlara… Gül alırlar, gül satarlar, gülden terazi tutarlar…

Ne derece büyük olursa olsun, Allah yolunda çekilen hiçbir sıkıntı Allah’ın gerçek dostlarını yıldıramaz. Günümüzde insanlar, ölüm fobisi yüzünden psikiyatır tedavilerine mahkum olurken, Allah dostlarına, Allah yolunda ölüm bile güzeldir. Çünkü onlar Dost’un dostlarını arayıp bulmuş, aşkların en güzelini yaşamışlardır.

İşte Şems-i Tebrizi de Dost’un dostunu arar iken kendisine yöneltilen: “Onu bulursan şükrane olarak ne vereceksin?” sualine: “Başımı veririm!” cevabını veriyor. Ve nihayetinde de gerçekten, Aşk’ı uğrunda, böylesi bir ölüm bile güzel geliyor ona…

Geçmiş dönemde yaşamış, hayatlarına imrendiğimiz evliyalar gibi olmak istiyorsak; biz uyurken bile ayakta olan, bizi gören Rabbimiz’e bu kolaydır! Yapacağımız bir tek duaya bakmaktadır, Kendisine dost olmayı dilememiz halinde gerekli şartları O sağlayacak ve bizi mutlulukların zirvesine ulaştıracaktır. Bu konuda Yûnus Emre diyor ki: “Dervişlik bir dilektir, bilene düğün-dernektir”. Ellerimizi açıp da yapacağımız bir dua; bir dilek; “Seni istiyorum, diliyorum Rabbim, evliyan olmak, dostun olmak istiyorum.”

Yûnus Emre şu beytiyle ne de güzel ifade ediyor:

“Sen gerçek âşıksan, Dost’un dostuna dost ol,

Bu halde kalır isen dosta değil yaraşık…”

İşte sevgili okurlar, siz kalbinizde Allah’ı diliyorsanız mutlaka bir kâmil mürşide tâbi olup zikretmeye başlarsınız…

Artık o vakitten sonra Dost’tan gayrisi ziyandır size… İnsanlar sizi çarşıda-pazarda gezer görürler ancak sizin aklınızda-fikrinizde, dilinizde-kalbinizde Aşk vardır. Düşüncenizde Allah vardır; o halde sizin için en hayırlı dost size Allah’ı hatırlatandır.

Sizin için en hayırlı dost; kalbinde daimî olarak “Allah” olan kullardır…

Onlar ki; otururken, ayakta iken ve gece uyurken Allah’ı zikrederler (Nîsâ-103). Onlar ki; hadîs-i şerifteki sünneti ihya ederler, gözleri uyur, ancak kalpleri uyumamaktadır. Onlar ki, hal ve hareketleri size Allah’ı hatırlatmaktadır. Allah adına ve Allah için dinlerler ve de konuşurlar. Konuşmaları Allah kelamıdır; bakışları bal özüdür, bal şerbetidir…

Her hâli ile size Allah’ı hatırlatan odur ki, bir güzellik şahikasıdır baştan ayağa… Onu diğer insanlardan ayıran belli belirgin özellikler vardır… Konuşması herkesten farklıdır.

Ses tonu, yaptığı vurgu ve tonlamalar, el ve yüz hareketleri, bir suali sorma biçimi, konuşmasındaki tevazu… Yemek yemesi doyurur nice açların karnını, oturması zevk verir meclisindeki aşıklara, gülüşü gülşendir, meleklerden de güzeldir uyurken… O gittikten sonra, öpmeye, koklamaya doyamadığınız bir gül kokusu bırakmaktadır geldiği mekana, dokunduğu eşyaya… Siz, ondan başka bir şey düşünemez olmuşsunuzdur artık. Yâr ve dahi ağyâr bilmektedir; artık bunun adı Aşk’tır!

Kalbinizde Allah var ise, her işinizi Allah’a göre programlarsınız, bütün dünyanızda O vardır. Kalbinizin içinde O vardır. O ve dostları…

Evet, eğer dostunuz Allah ise, siz Allah’ı dost edinmiş iseniz, sizin için en hayırlı dost: “O’nu hatırlatandır elbet!”


Şule Betül Dağ
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
O'nu Hatırlatandır Elbet!
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
İlim Dünyamıza Hoşgeldiniz.. ßiร๓illคђiггคђ๓คภiггคђi๓ ..νυѕℓαтıм özℓємiм∂iя.. :: ♥✿•*¨`*•✿♥ ♥✿•*¨`*•✿♥....::::EDEBİYAT::::..♥✿•*¨`*•✿♥ ♥✿•*¨`*•✿♥. :: ๓คкคlєlєг-
Buraya geçin: