İmam-ı Şafii’ye gelerek bir gün bir zat
Dedi: (Eder misiniz bana biraz nasihat.)
Buyurdu ki: (Dünyaya hiç bağlama kalbini.
Zira bu bir gün biter düşün ahiretini.
Çok yıl ömür sürsen de sen bu dünya evinde
Sonsuz yaşıyacaksın ahiret âleminde.
Ve ne kadar uğraşsan zorlasan da nefsini
Tam razı edemezsin insanların hepsini.
Öyleyse sen Rabbini tam razı etmeye bak.
Zira böyle olmanı istiyor cenâb-ı Hak.
Senden razı olsa da eğer bütün insanlar
Rabbimizin rızası yok ise neye yarar?
Sadece Hak teâlâ severse seni şu an
Gam değil bütün dünya olsa da sana düşman.)
Rica etti o kişi: (Söyleyin biraz daha.)
Buyurdu: (Rabbine dön halis kul ol Allah’a.
Senden zengin olanı kıskanma etme haset.
Dinde senden ilerde olanlara gıbta et.
Zira sana mahşerde budur lazım olacak.
Malın paran çok ise vârislere kalacak.
Aklı olan aldanmaz dünya mal-ü mülküne.
Hazırlanır durmadan hep ahiret gününe.
Bilir ki dünya fani ve sonsuzdur ahiret.
Ebediyi faniye tercih eder o elbet.)
Nasihat istemişti yine bir gün başkası.
Buyurdu ki: (Temin et ilim amel ihlası.
Zira bunlar giderir kalbindeki hüzünü.
Ve bunlardır mahşerde güldürecek yüzünü.
Ortak ol dostlarının sevincine derdine.
Hatasını görürsen söyle yalnız kendine.
Zira sadık arkadaş gıybet etmez dostunu.
Başkası gıybet etse susturur hemen onu.
Dünya ile ahiret zıttır birbirlerine.
Birinden uzaklaşan yaklaşır diğerine.
Dünya muhabbetiyle Rabbimizin sevgisi
Bir kalbde bir arada bulunmaz her ikisi.
Dünya hiç sevmediği nesnelerdir Allah’ın.
Hem de dünya sevgisi başıdır her günahın.
Gurur ve kibir dahi addedilir dünyadan.
Yalnız ahmak olanlar lezzet alır bunlardan.)
Bir gün de bir mümine ediyorken nasihat
Buyurdu: (Ahirettir esas gaye ve maksat.
Kim gaye edinirse her işinde ihlası
Aziz olur her zaman budur işin esası.
Rabbini sevdiğini söylüyorsun ey insan!
Bu nasıl sevgidir ki edersin Ona isyan?
Seven hiç sevdiğini getirir mi gazaba?
Bil ki günah işleyen duçar olur azaba.)