İlim Dünyamıza Hoşgeldiniz.. ßiร๓illคђiггคђ๓คภiггคђi๓ ..νυѕℓαтıм özℓємiм∂iя..
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

İlim Dünyamıza Hoşgeldiniz.. ßiร๓illคђiггคђ๓คภiггคђi๓ ..νυѕℓαтıм özℓємiм∂iя..

KaRdEsLiGiN DaIm oLdUgU, sEvGiLeRiN BiRlEsTiĞi, DoStLuKlArIn bItMeDiGi AiLe fOrUmUmUzDa iYi vAkIt gEçIrMeNiZ UmUdUyLa eFeNdIm eDePlE GeLeN HüRmEtLe gIdEr.
 
AnasayfaKapıLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Ey Kadınlar Takva ile örtünün

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Misafir
Misafir




Ey Kadınlar Takva ile örtünün Empty
MesajKonu: Ey Kadınlar Takva ile örtünün   Ey Kadınlar Takva ile örtünün Icon_minitimePerş. Ekim 08, 2009 10:26 am

--------------------------------------------------------------------------------

İslâm'ın ilk yıllarıydı… Bedir savaşı kazanılmış, Yahudilerin içindeki fitne ve fesat iyice alevlenmişti. Lâkin Resûlullah SallAllah (c.c.)u Aleyhi ve Sellem'e vermiş oldukları sözler, anlaşmalar vardı. Bunlar arasında savaşmayı bilen ve en cesur gruplarını teşkil eden Benî Kaynuka Yahudileri, Peygamber Efendimize gelerek:
"Ey Muhammed! Galiba bizi kendi kavmin gibi zannettin. Harbetmeyi bilmeyen bir grupla karşılaşıp zafer kazanman sakın seni aldatmasın! Eğer seninle savaşacak olursak, bizim nasıl insanlar olduğumuzu öğrenirsin!" diyerek tehditler savurmuşlardı. Birazdan anlatacağımız olayla aralarındaki anlaşmayı ilk bozan Yahudi cemaati olmuşlardı.
Bir gün, bir Müslüman kadın Kaynuka çarşısına inmiş, bazı şeyler satarak alışveriş yapmak üzere bir kuyumcu dükkânına girmişti.
Dükkânda bulunanlar, kadının yüzünü açtırmaya çalışmışlar; fakat buna muvaffak olamamışlardı. Bunun üzerine kadın farkına varmadan, çarşafının bir kenarını oturduğu yere raptetmişlerdi. Müslüman kadın, kuyumcudaki işi bittikten sonra, çıkmak üzere ayağa kalktığında çarşafı üzerinden düşmüş ve avret yerleri görünmüştü. Orada bulunan Yahudiler ise, gülüp eğlenerek kadınla dalga geçmişlerdi.
Bu hâdise karşısında Müslüman kadın feryad–ü figan ederek çığlık atmış, imdat istemişti. Bunu işiten bir Müslüman koşarak gelmiş, duruma şahit olup, olan biteni anlayınca, Müslüman bir kardeşinin küçük düşürülüp aşağılandığını görünce, Yahudi kuyumcuyu öldürmüştü. Orada bulunan diğer Yahudiler de o Müslümanı öldürmüşlerdi. Hâdise bu şekilde büyüyünce Müslümanlarla Benî Kaynuka Yahudileri arasında savaş çıkmıştı. Bu olay sonucunda nazil olan Enfal sûresinin 58. âyeti Resûlullah'ı onlara karşı sert olmaya davet ediyordu.
Nihayetinde ise, Kaynuka Yahudilerinin kaleleri kuşatılmıştı. Bir müddet dayanırlarsa da 15 günlük kuşatma sonunda Resûlullah'a, istediği şart üzere barış teklif etmek zorunda kalmışlardı.


Örtü; takva ile
örtünmektir
Peki, çalışmak, iş hayatına atılmak, sosyal hayata, dışarıdaki bu rahat yaşama ayak uydurmaya çalışıp, helâl–haram gözetmeden, kadın–erkek demeden oturabilen, çalışabilen, yemeğe, davete katılabilen bu hanımlar Nur sûresinin 31. âyetini hiç okumamışlar mı, duymamışlar mı, yoksa inkâr mı etmektedirler ya da onlara tüm bunları açık ve net bir şekilde gönül rahatlığıyla yapmalarına müsaade verecek bir âyet mi inmiş, bir hadis–i şerif mi zikredilmiş? Söyler misiniz bana bugüne kadar, bu konuda hangi büyük âlim fetva vermiştir?
Doğru, fetva verenler de yok değil; sapıtmış ve saptırılmış bir şekilde… Hem de Allah (c.c.)u Teâlâ'nın âyetine muhalif olacak şekilde… Biz, burada onları tek tek sayacak değiliz. Ki zaten onların kim olduklarını bu konuya ehemmiyet veren her kişi bilmektedir. Daha da önemlisi her şeyi görüp gözeten Yüce Rabbimiz onları bizden daha iyi görmekte ve ne yapmak istediklerini bizden daha iyi bilmektedir ve elbet soracaktır bunların hesabını…
Diyelim ki, bu hayatı tercih eden bir hanım, bugün iyi bir meslek için, makam–mevki için başörtüsünden, dininin emir ve yasaklarından, inancından, imanından tavizler vererek göstermiş olduğu çaba ve hırsının sonunda iyi bir meslek edindi ve erkeklerle kadınların aynı mekânı aynı anda paylaştığı bir işyerinde çalışıyor. Sırf burada çalışabilmek için evvela tesettüründen vazgeçti ve "iş" dedi, "ekmek parası" dedi, "çocuğumun okul masrafları" dedi ya da "daha iyi bir yaşam" dedi… Ha! Parantez arası deyip bir de şöyle düşünen hanımlarımız var: "Ben özel bir şirkette veya işyerinde tesettürümden taviz vermeden kapalı olarak çalışıyorum." diyorlar. Olsun! Onu da böyle işe alsınlar, çalışsın. Peki, ama bunlar tesettürün sadece saçını kapamakla hallolacağını mı zannediyorlar? Oysaki taktıkları başörtülerinden ziyade "Takva elbiseleri"nden mahrum kaldılar:
"Ey Âdemoğulları, size çirkin yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbise indirdik. Hayırlı olan, takva elbisesidir. İşte bunlar, Allah (c.c.)'ın âyetlerindendir, belki düşünüp öğüt alırlar. Ey Âdemoğulları. Şeytan, ana babanızı, çirkin yerlerini onlara göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi, sizi de (şaşırtıp) bir belâya düşürmesin! Çünkü o ve kabilesi, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Biz, şeytanları, inanmayanların dostu yaptık."(2)
Âyet–i kerimede açık bir ifadeyle belirtilmiştir. Allah (c.c.)u Teâlâ bizleri örtecek olan elbiseyi, vücudumuzu korumak ve örtmek sebebiyle ve bunun haricinde süs vermek için dış elbiselerimizi yaratmıştır. Bu elbiselerin bedenlerimizi örtmesinin yanında bir de "takva elbiseleri" vardır ki o da bizlerin mânevî yönlerini koruyan, güçlendiren, maddî olan duygu ve düşüncelerden uzaklaştıran, kötü ve çirkin tüm düşüncelerden arındıran, sakındıran bir elbisedir. Biz, bu âyetten anlamaktayız ki, örtünmek ne kadar önemliyse, takva elbisesiyle örtünüp bu ikisini birleştirmek, yani hem bedenimizi hem de ruhumuzu Allah (c.c.)'ın istediği gibi örtmek daha da önemlidir.
Bir kadının el, ayak, yüz hariç, örtmesi gereken yerleri örttükten sonra dikkat etmesi gereken önemli noktalar vardır. Üzerine giydiği elbisenin, inceliği, şeffaflığı, uzunluğu, kısalığı, dar ya da geniş olması konusundaki ayrıntılara dikkat etmelidir. İncecik, daracık bluzlar, kısa ve yırtmaçlı etekler, tesettürün altına giyilmiş pantolonlar veya yarım örtülmüş başörtülerin kendilerini Allah (c.c.)'a ulaştıracağını mı zannediyorlar? Allah (c.c.)'a ulaşmak takva sahibi olmaktan geçer. Takva yolunu ise, imanımıza ve İslâmın şartlarına, emir ve yasaklarına uyarak bilinçli bir Müslüman hâline gelip o şekilde yaşamaya başladığımız an, Allah (c.c.) yolunda O'nun istemediği, haram kıldığı, sevmediği şeylerden uzaklaşarak Rabbimizin katında O'nun rızasına ve rahmetine ulaşırız.
Cahiliyet devrinde kadınlar başlarına bir başörtüsü alıp erkeklerle beraber otururlardı, günümüzde olduğu gibi. Ezvac–ı Tahirat da (Peygamber Efendimiz'in hanımları) cahiliyet devrindeki kadınlar gibi olmasınlar diye Hz. Ömer, kadınların bu hâline üzüntü duyup Peygamber Efendimiz'e gelerek:
"Ya Resûlullah! Namahrem kimselerin Ezvac–ı Tahirat ile oturmaları iyi değildir. Bunlara kapanmaları ve ayrı durmaları için emir buyurunuz." dedi ve bu sözleri tekrar etti. Peygamber Efendimiz hiçbir şey söylemeyip Allah (c.c.)u Teâlâ'dan izin gelmesini bekliyordu. Hicretin dördüncü yılı Zilkade ayına kadar kadın ve erkekler arasında bu cahiliyet âdeti devam etmişti. Bu tarihten itibaren Hicab âyetleri nazil oldu ve iki çeşit tesettür farz kılındı:
1.Akıl baliğ olduktan sonra bütün vücudunu örtmek (el,ayak ve yüzler hariç).
Resûlullah buyuruyor ki:
"Kadın büluğ çağına erince elleri ve yüzü dışında başka yerlerinin başkasına görünmesi helâl olmaz"(3)
"Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, ziynetlerini teşhir etmesinler. Başörtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mü'min kadınlar), ellerinin altında bulunan (köleleri), erkeklerden, kadına ihtiyacı kalmamış (cinsî güçten düşmüş) hizmetçiler yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına ziynetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları ziynetleri anlaşılsın diye, ayaklarını yere vurmasınlar. Ey mü'minler! Hep birden Allah (c.c.)'a tevbe ediniz ki, kurtuluşa eresiniz."(4)
2. Şeriatın kabul edeceği gereklilik olmadıkça evlerinden çıkıp yabancı erkeklerin arasına karışmamak
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Ey Kadınlar Takva ile örtünün
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
İlim Dünyamıza Hoşgeldiniz.. ßiร๓illคђiггคђ๓คภiггคђi๓ ..νυѕℓαтıм özℓємiм∂iя.. :: ♥✿•*¨`*•✿♥ ♥✿•*¨`*•✿♥....::::EDEBİYAT::::..♥✿•*¨`*•✿♥ ♥✿•*¨`*•✿♥. :: ๓คкคlєlєг-
Buraya geçin: