vuslatım özlemimdir Yönetici
Mesaj Sayısı : 916 Kayıt tarihi : 02/04/09 Yaş : 47 Nerden : SİVAS
| Konu: Gözden süzülen bir damla yaştır dua Cuma Haz. 05, 2009 12:55 pm | |
| Yürekten kopup gelen niyaz,edeple eğilen baş ve gözden
Süzülen bir damla yaştır dua...
Sonsuz Kudret ve Merhamet Sahibinin kapısında heyecan,
Ve umutla bekleyiştir dua..
Karşılıksız ,sınırsız verilmiş nimetlere teşekkürdür dua..
Dostun dosta,sevenin sevgiliyle muhabbetidir dua..
Dünya gurbetinden gerçek sılaya yöneliştir dua..
Durun! Korkuyorum... Ne zaman sabahın buz gibi sessizliğinde bir salâ duysam,
kendi adımın ilânını düşünüyorum. Ölümü hatırlamam için tek sebep değil artık, yeni bir cenaze görmek… Saçlarımın beyazlığı ürkütüyor beni…
Buruşuk ellerimin yorgunluğu, titrek bedenimle bir olup bana zamanı hatırlatıyor.
Zamanın tükendiğini… “En sevdiklerim yaşlılardır, anlamazlar bir şeyden…”
diyerek yanımda muhabbete dalıyor ve kırılan kalbimden habersiz,
beni yine kendi hâlime bırakıyorlar… Bilmiyorlar, yaşlılık bana çocukluğumu armağan ediyor…
Yeniden doğduğum günü hatırlamaya çalışıyorum, yaşım neydi, hatta belki adım neydi?!
Ağır adımlarla yürümek bana, emekleyen bebekliğimi yeniden yaşatıyor.
Ellerimi, ağzımı başkaları yıkıyor…
Ben izliyorum… “Sus!” derlerse susuyor, kızarlarsa boynumu büküyorum…
Bebekleri izliyorum; gözlerim doluyor, kendimi görüyorum onlarda…
Herkes bedenimdeki acılara ağlarım sanıyor.
Bense bitmiş olan geçmişim ve nasıllığını bilmediğim geleceğime ağlıyorum.
Sonsuzluğu tesellim yapmak istiyorum, ama korkuyorum.. Yüzlerindeki kırışıklıkları, hayallerine yaklaştırmayan aynadaki yüzlere bakıyorum. Sonsuzluğun şahikalarını kendilerine hiç yakıştıramıyorlar…
Kızıyorlar çıkarlarına dokunanlara ve
yanlarında olmayanlar için savuruyorlar iddialı cümlelerini…
Dedikodunun tadı damaklarında, kırıp geçiriyorlar kalpleri… Ve “Durun!..” diyorum onlara, “Durun, ben korkuyorum!..
Çünkü sonsuzluğun ne demek olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum!”
Ama yüreğimin içlerindeki bu sancılı cümleleri kimseye duyuramıyorum… İhtiyar olmak zor gelmiyor bana...
Hep yaşlı bir hayat geçirmişim gibi davranan,
şimdiki çökmüşlüğümle beni damgalayan sevdiklerim de değil içimi acıtan…
Sırtımda taşıdığım, geçmişi günah dolu yüklerim zorluyor beni…
Bir Allah kelâmını hatırlamadan belki de haftalarım geçip gitmişti.
Yaşadıklarıma olan isyan dolu cümlelerim sarıyor etrafımı şimdi… Bütün bunlar olup biterken, gözlerimden yaşlar süzülürken,
yaşadıklarımın ve yaşayacaklarımın hesabının
bunlardan ibaret kalmayacağını fark ediyorum.
Ben yavrularımın yüreklerindeki o kocaman boşluktan sorumluydum.
Allâh’ı anlatmadığım her sahne için başrol oyuncusuydum. Yine ruhumla yüzleşmelerime döndü içim…
Geç de olsa tevbeleri keşfetmiştim…
Duâ etmek için ellerimi semâya doğru açtığımda,
buruşuk ellerim kadar geç kaldığımı fark ettim. Ama yine de O’nun merhametin yaratıcısı olduğunu yüreğime îlân ettim. Ve son nefesim için geç kalmamayı, korkularımdan uzak,
yalnızca O’ndan istedim…
Fatma Aladağ
GÖZDEN SÜZÜLEN BIR DAMLA YAŞTIR DUA...
| |
|
dreamliner47 Süper Mod
Mesaj Sayısı : 101 Kayıt tarihi : 04/04/09 Yaş : 34 Nerden : İSATANBUL
| Konu: NAT I ŞERİF Cuma Haz. 05, 2009 6:17 pm | |
| Na't-ı Şerif [center]RESULULLAH vasfı SEN’de kemâlde Enbiya halkası güzidesisin. SEN’inle başladı son buldu SEN’de O kutsî tespihin imamesisin. Âleme erişti rahmet-i RAHMÂN ZAT-ı şerifinle değişti devrân En büyük mucizen hazret-i KUR'ÂN SEN O’nun en doğru tercümesisin. KUR'ÂN’dır düsturu saadet fetâ Şerhidir sünnetin bî-bahâ metâ' RAB’bımız lütfundan eylemiş atâ Bizlere ihsân-ı Cemilesisin. Sırr-ı hakikatın ya da hicaptır Muhatap olduğun vahy u hitaptır Kâinat bir büyük âlî kitaptır Ve SEN o kitabın serlevhasısın. Eşsiz eserisin Dest-i Kudretin Ne mümkün idraki SEN’in fıtratın Başlangıcı SEN’sin bütün hilkatin Sebebi ve hem de neticesisin. NUR u Cemâlinden halketti SEN’i Meddahın oluben medhetti SEN’i HÜDA-yi MÜTEAL vasfetti SEN’i SEN yüce ahlâkın mizanesisin. Hutbe-i Ezelin Hakim Hatibi Reğaib, Mi'raç ve Berat sahibi Leyle-i Kadir de yüce nasibi Merdan-ı HÜDA’nın Ferdanesisin. Tarih-i beşerde misli olmayan Miraç gecesinde bir ulu divân Aksa Mescidinde cem olmuş hemân Ervâh-ı Enbiyâ Muktedasısın. Bir aynı manzara Haşir sabahı Taht-ı Livâ-ül Hamd sancağın dahi Bütün peygamberler içtimagâhı O lütfun mazharı bir tanesisin. Mu'ciznüma nedir elindir SEN’in Hikmetfeşan nedir dilindir SEN’in Evliyâ, Asfiyâ ehlindir SEN’in Onların yegâne vesilesisin. İman-ı tahkikin kemâli için Abd-i mahz olmanın cemâli için Tevhid kelâmının ikmâli için Lâzım RESULULLAH kelimesisin. Küfür ve dalâlet dalgalarına Kapılmış talihsiz insanlarına Selâmet sahili yolcularına En mahir kaptan-ı sefinesisin. Zulmü esaretin kırdın bendini Müstekbir kahrınla bildi haddini İnsanlık zatında buldu kendini Fazl u Kemâlatın müşahhasısın, Dalâlet kışında halka yaz oldun Adl ü ihsânınla serfirâz oldun Maraz-ı kuluba çaresâz oldun O derdin tabibi etibbasısın. Kutsî nefesinden hayat buldular İnsanlar aşk ile irfan doldular Sayende köleler sultan oldular İnsanlık cevheri Hazinesisin. Kebair ehline müjdeler verdin Şefkatin şümulü cemaat, ferdin Ümmetin isyanı en büyük derdin SEN bu ızdırabın elemlisisin. SEN’den dûr olana kimse yâr olmaz Gönül yaraları SEN’siz onulmaz SANA inanmadan HAKK’a varılmaz Geçerli imanın vecibesisin. Beratımız ancak SEN’in amânın Bütün çaresizler tutmuş dâmânın Yalnız o asr değil SEN her zamanın En yüce Sultan-ı Zîşânesisin. Şer'-i şerefini baş tacı etsek SANA ittibada gaflet etmezsek Nefsin hevasına uyup gitmezsek Bizlerin ümmidi kâmilesisin. Ebülfeyzi mücrim cürmiyle sayrı Mü'minindir yine olmadı ayrı Bir kapı tanımaz kapından gayri Kıtmirindir onun EFENDİSİSİN. SALLİ YA RABBİ EL HABİBİKE MUSTAFA RAHMETEN LİL ÂLEMİN ŞEFİ-İ RÛZ-İ CEZÂ[/center] | |
|