İlim Dünyamıza Hoşgeldiniz.. ßiร๓illคђiггคђ๓คภiггคђi๓ ..νυѕℓαтıм özℓємiм∂iя..
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

İlim Dünyamıza Hoşgeldiniz.. ßiร๓illคђiггคђ๓คภiггคђi๓ ..νυѕℓαтıм özℓємiм∂iя..

KaRdEsLiGiN DaIm oLdUgU, sEvGiLeRiN BiRlEsTiĞi, DoStLuKlArIn bItMeDiGi AiLe fOrUmUmUzDa iYi vAkIt gEçIrMeNiZ UmUdUyLa eFeNdIm eDePlE GeLeN HüRmEtLe gIdEr.
 
AnasayfaKapıLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Efendimizden Mucize Talepleri...

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
HaK_YoLcUsU
Yeni Üye
Yeni Üye
HaK_YoLcUsU


Mesaj Sayısı : 136
Kayıt tarihi : 02/05/09

Efendimizden Mucize Talepleri... Empty
MesajKonu: Efendimizden Mucize Talepleri...   Efendimizden Mucize Talepleri... Icon_minitimePtsi Mayıs 25, 2009 11:13 am

* ibn Abbas’tan rivayetle: (Ahmed b Hanbel’den)


“ Mekkeliler Rasulullah (SAV)’dan
Safa tepesini kendileri için altın madenine dönüştürmesini ve
etraflarını kuşatmış olan dağları yürütüp uzaklaştırmasını
böylece ziraat yapma imkanına kavuşturulmalarını dilemişlerdi.

Allah da peygamberine şöyle cevap vermişti:

- İstersen bu dileklerini geciktiririm.
İstersen de hemen yerine getiririm.
Ama inkar ederlerse kendilerinden önceki ümmetleri yok ettiğim gibi kendilerini de yok ederim.

Efendimiz:

- Hayır bu isteklerinin geciktirilmesini isterim dedi.


Bunun üzerine yüce Allah şu ayeti inzal buyurdu:

“ Bizi ayetler göndermekten alıkoyan şey evvelkilerin yalanlamış olmasıdır.
Semud’a açık bir mucize olarak dişi deveyi getirdik o zulmetmelerine sebep oldu.
Biz o ayetleri (mucizeleri) yalnız korkutmak için göndeririz.”
(İsra Suresi – Ayet: 59)


* ibn Abbas’ın rivayetinin başka bir senet ve kanalla gelen metni
yine Ahmed b Hanbel’den:


“ Kureyşliler Hz Peygambere:

- Bizim için Safa Tepesi’ni altın madenine dönüştürmesini Rabbinden iste ki sana iman edelim dediler.

Efendimiz:
- Böyle yaparsa iman eder misiniz ? diye sorunca onlar:
- Evet dediler.

Bunun üzerine Hz Peygamber dua etti.
Cebrail ona gelip şöyle dedi:

- Rabbin sana selam söylüyor ve diyor ki;
‘Eğer dilersen Safa Tepesi onlar için altın madenine dönüşür.
Ama bundan sonra onlardan inkar eden olursa
ona alemde hiç kimseye yapmadığım azapla azap ederim.
Ama istersen de onlar için rahmet ve tevbe kapısını açarım deyince

Efendimiz:

- Hayır tevbe ve rahmet kapısı açılsın dedi.


* ibn Abbas’tan rivayetle (ibn İshak’tan)


(Efendimizle baş etmek için bir çare arayan) Kureyşliler
Nadr b Haris ile Ukbe b Ebi Muayt’ı Medine’deki Yahudi bilginlerine gönderdiler ve şöyle dediler:

- O bilginlere Muhammed’i sorun.
Onlara Muhammed’in özelliklerini anlatın.
Onlar ilk kitap ehlidirler. Peygamberlerle ilgili olarak bizde bulunmayan ilim onlarda vardır.

Nadr ile Ukbe yola çıkıp Medine’ye gittiler.
Efendimizi Yahudi bilginlere sordular. Niteliklerini onlara anlattılar.
Bazı sözlerini de nakledip şöyle dediler:

- Siz Tevrat ehlisiniz. Bu adamımız hakkında bize haberler vermeniz için size geldik.


Yahudi bilginleri onlara şöyle dediler:

- Gidin size söyleyeceğimiz üç şeyi Muhammed’e sorun.
Eğer bu sorularınızın cevabını size verirse
o Allah katından gönderilen bir peygamberdir.
Eğer cevabı veremezse bilin ki o
kendi kafasına göre konuşan yalancı bir kimsedir.
Artık ona ne yapacağınızı siz bilirsiniz.

Kendisine geçmiş zamanlarda toplumlarından ayrılıp giden gençlerin durumunu (Eshab-ı Kehf) sorun. Çünkü onlar hakkında hayret verici sözler vardır.
Ona yerin doğularını ve batılarını dolaşan adamın haberini sorun.
Ruh’un ne olduğunu sorun.

Nadr ve Ukbe dönüp Mekke’ye geldiler. Kureyşlilerin yanına vardıklarında şöyle dediler:

- Ey Kureyş topluluğu! Sizinle Muhammed’in arasındaki meseleyi halledecek şeylerle size geldik.
Yahudi alimleri ona üç soru sormamızı bize tavsiye ettiler.

Böyle anlatarak durumu açıkladılar.
Daha sonra Rasulullah’ın (SAV) yanına gelip şöyle dediler:

- Ey Muhammed ! Bize haber ver diyerek sorularını kendisine yönelttiler.

Efendimiz de ‘inşallah’ demeksizin:

- Bu soruların cevabını yarın size bildiririm dedi.

Kureyşliler yanından ayrılıp gittiler.
Hz Peygamber on beş gece bekledi.
Bu hususta kendisine vahiy gelmedi. Cebrail de yanına uğramadı.

Bunun üzerine Mekkeliler ortalığı velveleye vermeye ve şöyle demeye başladılar:

- Muhammed bize ‘yarın gelin cevabı vereyim’ dedi.
Ama on beş gün geçtiği halde bu hususta bize herhangi bir şey söylemedi.
Sorularımızın cevabını ver(e)medi.

Vahyin gecikmesi Efendimizi çok üzmüştü.
Mekkelilerin bu sözleri de ağırına gitmişti.

Sonra Cebrail Allah katından Kehf Suresi’ni Efendimize getirdi.
Ancak bu surede Kureyşilerin söylediklerinden (alaylarından) ötürü üzüldüğü için Hz Peygamber kınanıyordu.
Bununla beraber (gelen vahiyde) Ashab-ı Kehf’in durumu hakkında sorulan sorunun cevabı vardı. Aynı zamanda yeryüzünün doğularını ve batılarını dolaşan adamın durumu da bu surede anlatılıyordu.
Cenab-ı Hakk şöyle buyurmuştu:

“ Sana ruhtan sorarlar. De ki: ‘Ruh Rabbimin emrindedir’.
Size ilimden pek az bir şey verilmiştir.”
(İsra Suresi – Ayet: 85)

Tefsirimizde (ibn Kesir) bu ayetin açıklamasından uzun uzadıya bahsettik.

Cenab-ı Allah şu ayet-i kerimeyi de inzal buyurmuştu:

“Yoksa sen sadece Kehf ve Rakim sahiplerinin mi
bizim şaşılacak ayetlerimizden olduklarını sandın ?”
(Kehf Suresi – Ayet: 9)

Sonra Cenab-ı Allah onların cevaplarını detaylı olarak vermeye başlamış
arada parantez cümlesi olarak da ‘inşallah’ demeyi Rasulüne öğretmişti.
İnşallah kelimesi işi bir şarta bağlamak için değil de
muhakkak yapmak manasında kullanmak için söylenmelidir:

“ Hiçbir şey için ‘bunu yarın yapacağım’ deme.
Ancak Allah dilerse (yapacağım de)
unuttuğun zaman Rabbini an.”
(Kehf Suresi – Ayet 23-24)

Bundan sonra Hızır kıssasıyla ilgili olduğu için Musa’nın kıssasını ardı sıra da Zülkarneyn’in kıssasını anlatarak şöyle buyurmuştur.

“Sana Zülkarneyn’den soruyorlar.
De ki: Size ondan bir anı okuyacağım.”
(Kehf Suresi – Ayet: 83)

Bundan durumunu açıklayıp haberini anlatmıştır.

İsra Suresi’nde şöyle buyrulmuştur:

“Sana ruh’tan sorarlar. De ki: ‘ruh Rabbimin emrindedir.’ ”
(İsra Suresi – Ayet: 85)
Yani ruh Rabbimin hayret verici yaratıklarından ve şaşılacak işlerindendir.
Rabbim ona ‘ol’ demiş o da oluvermiştir..
Allah’ın yarattığı her şeyin gerçeğine vakıf olamazsınız.
Allah’ın kudret ve hikmetine nispetle ruhu tasvir etmeniz aslında sizin için çok zordur.
Bunun için yüce Allah şöyle buyurmuştur:

“ Size ilimden pek az bir şey verilmiştir.”
(İsra Suresi – Ayet: 85)

Buhari ve Müslim’in sahihlerinde sabit olan rivayete göre
Yahudiler ruhu Rasulullah’a (SAV) Medine’de iken sormuşlar
o da onlara bu ayeti cevap olarak okumuştur.

Bu ayet ya ikinci kez nazil olmuş ya da
cevap olarak Hz Peygamber tarafından – nüzulü daha evvel olmakla birlikte- zikredilmiştir.
Bu ayetin İsra Suresi’nden ayrı olarak
Medine’de nazil olduğunu söyleyenlerin kavli tartışma götürür.
Doğrusunu Allah bilir.

İbn Kesir; “el-Bidaye ve’n-nihaye” ; c:3; s: 77-79; Çağrı Yayınları
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Efendimizden Mucize Talepleri...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
İlim Dünyamıza Hoşgeldiniz.. ßiร๓illคђiггคђ๓คภiггคђi๓ ..νυѕℓαтıм özℓємiм∂iя.. :: ♥✿•*¨`*•✿♥ ♥✿•*¨`*•✿♥...::::iSLAM::::....♥✿•*¨`*•✿♥ ♥✿•*¨`*•✿♥. :: รєг๒єรt кüгรü รöz รเz๔є-
Buraya geçin: