İlim Dünyamıza Hoşgeldiniz.. ßiร๓illคђiггคђ๓คภiггคђi๓ ..νυѕℓαтıм özℓємiм∂iя..
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

İlim Dünyamıza Hoşgeldiniz.. ßiร๓illคђiггคђ๓คภiггคђi๓ ..νυѕℓαтıм özℓємiм∂iя..

KaRdEsLiGiN DaIm oLdUgU, sEvGiLeRiN BiRlEsTiĞi, DoStLuKlArIn bItMeDiGi AiLe fOrUmUmUzDa iYi vAkIt gEçIrMeNiZ UmUdUyLa eFeNdIm eDePlE GeLeN HüRmEtLe gIdEr.
 
AnasayfaKapıLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Ya Onlara Ne Olacak?

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
vuslatım özlemimdir
Yönetici
Yönetici
vuslatım özlemimdir


Mesaj Sayısı : 916
Kayıt tarihi : 02/04/09
Yaş : 47
Nerden : SİVAS

Ya Onlara Ne Olacak? Empty
MesajKonu: Ya Onlara Ne Olacak?   Ya Onlara Ne Olacak? Icon_minitimeSalı Mayıs 11, 2010 8:47 pm


BİR ARKADAŞIMLA SOHBETİMDEN PAYLAŞIMLAR (1)

Çok sevdiğim bir arkadaşımla çay sohbetindeyiz. Ben ona hem dünya hem de Ahiret mutluluğuna ulaşmanın ve cenneti hak etmenin tek yolunun ölmeden önce Ruhumuzu Allah'a ulaştırmayı dilemiz olduğunu anlatıyordum.

Arkadaşım şöyle bir soru sordu.

-“ Baharcığım tamam biz bahtlıyız. Müslüman bir ülkede doğmuşuz. Peki, dünyanın en ücra köşesinde Afrika’nın vahşi bir kabilesinde ki bir yerli ya da kutuplarda bir Eskimo olan ne televizyon ne internet hiçbir teknolojiye sahip olmayan çok ilkel koşullarda yaşayan insanlar var. Bu insanların içinde hâlâ güneşe, ay’a, putlara tapanlar var ve sizin anlattığınız hidayet kavramından habersizler. Muhtemelen de hiç duymayacaklar. Peki, bu insanların durumu ne olacak. Bir İslam ülkesinde doğmadıkları için cehenneme mi gidecekler. Bu onların tercihi değil ki ne günahları var. Bu haksızlık değil mi?”

Benim arkadaşıma verdiğim cevabı sizlerle de paylaşmak istiyorum.

-“Her şeyden önce Allah adildir. Yarattığı hiçbir mahlûkuna haksızlık yapmaz. Elbette dünyanın en ücra köşesinde imkânsızlıklar içinde doğmaları ve yaşamaları onların tercihi değil. Ama bu onların cehenneme gideceği anlamına gelmez. Çünkü onları yaratan da Allah olduğuna göre ve Allah adil olduğuna göre bir yolu mutlaka olmalı.

Bakalım Kur’an-ı Kerim bu konuda ne diyor?
14/İBRÂHÎM-4: Ve mâ erselnâ min resûlin illâ bi lisâni kavmihî li yubeyyine lehum, fe yudillullâhu men yeşâu ve yehdî men yeşâ’(yeşâu), ve huvel azîzul hakîm(hakîmu).
Hiçbir resûlümüz yoktur ki; Biz, onu kendi kavminin lisanıyla göndermiş olmayalım. Onlara (kendi lisanlarıyla) beyan etsin (açıklasın) diye. Öyleyse Allah, dilediğini (Allah'a ulaşmayı dilemeyenleri) dalâlette bırakır. Dilediğini (Allah'a ulaşmayı dileyenleri) hidayete erdirir. Ve O, Azîz'dir, Hikmet Sahibi'dir.

Bu ayeti kerimeden anlıyoruz ki. Allahu Teâlâ nerede olurlarsa olsunlar. Her topluma kendi içlerinden kendi dillerinden onları kurtuluşa ulaştıracak uyarıcıları mutlaka gönderiyor.

Onları hem dünya hem de Ahiret mutluluğuna ulaştıracak emirlerini mutlaka o topluluğun içinden kendi dillerini konuşan resulleri vasıtasıyla ulaştırıyor? Bunların bazıları Nebiler(Kendisine Şeriat kitabı verilen Peygamberler), Veli Resuller, Mürşitler, nezirler dir. Kur'an-ı Kerim genellikle hepsi için “Resul” ifadesini kullanır.

Allah kimseyi cehenneme göndermek istemez. İnsanı yaratılmışların en şereflisi, eşref-i mahlûk olarak yaratmıştır. Dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar kullarının kurtuluşu için Nezirlerini(Uyarıcılarını) mutlaka gönderir.

39/ZUMER-71: Vesîkallezîne keferû ilâ cehenneme zumerâ(zumeran), hattâ izâ câuhâ futihat ebvâbuhâ, ve kâle lehum hazenetuhâ e lem ye’tikum rusulun minkum yetlûne aleykum âyâti rabbikum ve yunzirûnekum likâe yevmikum hâzâ, kâlû belâ ve lâkin hakkat kelimetul azâbi alel kâfirîn(kâfirîne).
Kâfirler, zümre zümre cehenneme sürülürler. Oraya geldikleri zaman, onun (cehennemin) kapıları açılır. Ve onun (cehennemin) bekçileri onlara derler ki: “Size, sizden (sizin aranızdan) olan resûller gelmedi mi ki, size Rabbinizin âyetlerini okusun, bugüne (buraya) geleceğinizi (söyleyerek) uyarsın? (Cehenneme gidenler) dediler ki: “Evet (geldiler).” Fakat azap sözü kâfirlerin üzerine hak oldu.

17/İSRÂ-15: Menihtedâ fe innemâ yehtedî li nefsih(nefsihî), ve men dalle fe innemâ yadıllu aleyhâ, ve lâ teziru vâziretun vizre uhrâ, ve mâ kunnâ muazzibîne hattâ neb’ase resûlâ(resûlen).
Kim hidayete erdiyse, sadece kendi nefsi için (nefsini tezkiye ettiği için) hidayete erer. Öyleyse kim dalâlette ise sorumluluğu sadece kendi üzerinde olarak dalâlette kalır. Yük taşıyan (günahı yüklenen) bir kimse, bir başkasının yükünü (günahını) yüklenmez. Ve Biz, bir resûl göndermedikçe azap edici olmadık.

A'RÂF-35: Yâ benî âdeme immâ ye’tiyennekum rusulun minkum yekussûne aleykum âyâtî fe menittekâ ve asleha fe lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne).
Ey Âdemoğulları! Sizin içinizden, size âyetlerimi anlatan (kıssa eden) resûller geldiği zaman, bundan sonra kim takva sahibi olur ve nefsini ıslâh ederse (nefs tasfiyesi yaparsa), artık onlara korku yoktur. Ve onlar mahzun da olmazlar.

-“Peki”, dedi arkadaşım.

-“Neden insanlar anlamıyorlar öyleyse. Allah her zaman ve her yere ayetlerini tebliğ için uyarıcılar gönderiyorsa ve bizi cennetine almak istiyorsa, “ Biz cehennemi cinlerin ve insanların çoğu için yarattık”(Araf 179) diye bir ayet neden var?

Benim cevabım şöyleydi.

-“Allah kimseyi cehenneme göndermek istemez. İnsanı diğer mahlûkatından ayrı tutar. İnsanoğlunu yeryüzündeki halifesi olarak atamıştır (Bakara 30). İnsan için Eşref-i Mahlûk der(İsra 70). En önemlisi insana kendi ruhundan üfürmüştür.(Secde 9)Başka hiçbir mahlûkunda ruh yoktur. Sadece insan ruh, fizik beden ve nefs olarak 3 bedenden yaratılmıştır. Öyle ki Allahû Teâlâ melekler ve cinler dâhil yarattığı bütün mahlûkata Âdem’in önünde secde etmelerini emretti. Bir tanesinin dışında hepsi secde ettiler. O da bizim ezeli ve ebedi düşmanımız iblis namı diğer şeytandır. İblis inanılmaz kibiri nedeniyle Âdem’in önünde secde etmedi. Çünkü kendisinin ondan daha üstün olduğunu düşünüyordu

7/A'RÂF-12: Kâle mâ meneake ellâ tescude iz emertuk(emertuke), kâle ene hayrun minh(minhu), halaktenî min nârin ve halaktehu min tîn(tînin).
(Allahû Teâlâ ) şöyle buyurdu: “Sana (secde etmeyi) emrettiğim zaman, seni secde etmekten men eden nedir?” İblis: “Ben ondan hayırlıyım, beni ateşten ve onu nemli topraktan (balçıktan) yarattın.” dedi.

Ama Allah bu gerekçeyi kabul etmedi ve şeytanı katından kovdu.(Araf 13) O gün bu gündür Şeytan bizim en azılı düşmanımız oldu. Bıkmadan usanmadan bizi Allah’ın yolundan alıkoymak için ant içti ve her yolu denedi denemeye de devam ediyor. Kıyamete kadarda hiç vazgeçmeyecek

7/A'RÂF-14: Kâle enzırnî ilâ yevmi yub'asûn(yub'asûne).
(Şeytan): “Beas gününe (dirileceğimiz güne, kıyâmet gününe) kadar bana izin (mühlet) ver.” dedi.

7/A'RÂF-15: Kâle inneke minel munzarîn(munzarîne).
(Allahû Tealâ): “Muhakkak ki sen izin (mühlet) verilenlerdensin.” buyurdu.

7/A'RÂF-16: Kâle fe bimâ agveytenî le ak'udenne lehum sırâtekel mustekîm(mustekîme).
(İblis): “Bundan sonra, beni azdırman sebebiyle, mutlaka Senin Sıratı Mustakîmin'e onlara karşı (mani olmak için) oturacağım.” dedi.

7/A'RÂF-17: Summe le âtiyennehum min beyni eydîhim ve min halfihim ve an eymânihim ve an şemâilihim, ve lâ tecidu ekserehum şâkirîn(şâkirîne).
Sonra, elbette onlara, önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından geleceğim ve onların çoğunu şükredenlerden bulmayacaksın.

7/A'RÂF-18: Kâlehruc minhâ mez'ûmen medhûrâ(medhûren), le men tebiake minhum leemleenne cehenneme minkum ecmaîn(ecmaîne).
(Allahû Tealâ): “Kınanmış (hor görülmüş) ve kovulmuş olarak oradan çık!” dedi. “Elbette onlardan kim sana tâbî olursa, mutlaka sizin hepinizden cehennemi (tamamen) dolduracağım.”

Maalesef şeytan vaadini yerine getirdi(Sebe 20). İşe öncelikle Hz. Âdem ve Havva Annemizden başladı. Allah onları cennetine almış tek bir yasak meyvenin dışında (Araf 19)her şeyi emirlerine vermişti. Ama şeytan onları kandırdı ve o yasak meyveyi yemelerini sağlayarak İnsanoğlunun da cennet ten kovulmasına ve yeryüzüne gönderilmelerine sebep oldu(Araf 21.22.23).

O gün bu gündür. Âdem’e ve zürriyeti olan bizlere kıyamete kadar musallattır. Bizi Allah’ın hidayet yolundan(Sırat-ı Müstakim) alıkoymak için akla hayale gelmeyecek her yolu dener.”

Arkadaşım sözümü kesti.

-“ Bu çok vahim Allah hani bizi çok seviyordu. Şeytanın bize bu kadar zarar vermesine neden müsaade ediyor “ dedi.
Ben de şöyle anlatmaya çalıştım.

-“Aslında Allah buna müsaade etmiyor. Tercihi biz yapıyoruz. Tezkiye olmadan önce başlangıçta nefsimizde 19 afet vardır. Ama buna karşılık Rabbim bizi savunmasız bırakmamış ruhumuza da 19 haslet vermiştir. İblis’te nefsimizin 19 afetine hitap ediyor. Bize zorla bir kötülük yapma yetkisi yok. Sadece iç sesimizi taklit ediyor ve bize yanlış olanı doğruymuş gibi kabul ettirmeye çalışıyor. İşte o noktada Ruhumuz da bunun yanlış olduğunu bize mutlaka ikaz ediyor. Tercihlerimizi de irademizle kendimiz yaparız. Ama başlangıçta iblis şer olanı öylesine süsler püsler nefsimizin hoşuna gidecek şekilde cazip hale getirerek sureti haktan gösterir. Ruhumuz bizim içimize bir sıkıntı vererek bunun bize yanlış olduğunu bildirir. Çünkü Ruhumuz bizim değil Allah’ın Ruhudur ve Allah Ruhunu ölmeden önce kendisine geri iade etmemizi, teslim etmemizi ister ki şeytanı alt etmemizin tek yolu da budur.

Allah neden buna müsaade ediyor demiştin. Allah en sevdiği kulu olan İnsanın en samimi duygularıyla kendisine ulaşmasını ister. Muhteşem bir sistemle de insanın kurtuluşunu da sadece bir dileğe bağlamıştır. En samimi duygularıyla kişi “ Ey Yüce Allah’ım ben ölmeden önce ruhumu sana ulaştırmayı diliyorum dediği anda olay bitmiştir. Allah anında şeytanla aramıza onun geçmesinin mümkün olmadığı bir kalkan koyar. Bizi tasarrufu altına alır.

Birkaç saniye içinde gözümüzdeki, kulağımızdaki, kalbimizdeki bizi Allah’ın doğrularından uzak tutan engelleri kaldırır ve doğruyu yanlıştan ayırt edebileceğimiz. Hak dostlarının sözlerinin Allahtan gelen sözler olduğunu işitebileceğimiz ve idrak edebileceğimiz Furkanların sahibi kılar(İsra 45-46). Biz artık Allah’ın koruması altına gireriz. Sadece diledik diye, sadece istedik ve Şeytanı değil Allah’ı tercih ettik diye.

30/RÛM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muşrikîn(muşrikîne).
O'na (Allah'a) yönelin (Allah'a ulaşmayı dileyin) ve takva sahibi olun. Ve namazı ikame edin (namaz kılın). Ve (böylece) müşriklerden olmayın.

Arkadaşım;

-“İnanamıyorum bu muhteşem bir haber. Allah bizi gerçekten seviyormuş. Demek ki sadece dilersek bizi hemen koruması altına alıyor ne güzel.”
Ben

-“ Bu kadar değil dahası da var. Diyelim ki Allah'a ulaşmayı diledik ama ömrümüz yetmedi ve öldük. O ana kadar ne kadar günah işlemiş olursak olalım Allah bizi direkt 1. Kat cennetine alıyor. Asıl müjde bu.

Ama ömrümüz varsa Yolun sonunda Rahman ve Rahim olan Rabbimizin olduğu muhteşem bir yolculuk var. Bu 7 safha ve 4 teslimden oluşan 7 hidayet kademesini ifade eden bir hidayet ve teslimiyet yolculuğu. Bunu da sana sonra anlatırım. Ama bana Allah’a ulaşmayı dileyeceğine söz verirsen.

Arkadaşım şöyle dedi

-“ Beni çok mutlu ettin. Kafamda şüphelerim vardı. Bir türlü yerli yerine oturmuyordu. Allah insanın kurtuluşunu ve mutluluğu sadece onun bir tek dileğine bağlamış. Evet, söz veriyorum Allah'a ulaşmayı dileyeceğim. Ama bir tek şartla sen de bana Allah'a ulaşmayı diledikten sonra gelişen olayları bu 28 basamaklık hidayet yolculuğunu bana anlatacaksın.”
Bende arkadaşıma söz verdim. Bir daha ki buluşmamızda ona hidayet basamaklarını anlatacağım.

Sevgili okuyucular, Arkadaşım Allah'a ulaşmayı dileyeceğine dair söz verdi. Peki siz?

Sizde söz verir misiniz? Ölmeden önce Ruhunuzu Allaha ulaştırmayı dileyecek misiniz? Eğer cevabınız evet ise ki öyle olmasını temenni ederiz. Hakka ulaşan o sihirli yolda muhteşem bir yolculuğu birlikte yapabiliriz. Görelim Mevlâ’m neyler. Eylerse güzel eyler.

Sizi çok seviyorum. Allah’a emanet olun.
Bahar Uz
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Ya Onlara Ne Olacak?
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Ne zaman sabah olacak yadınlık gelecek ?

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
İlim Dünyamıza Hoşgeldiniz.. ßiร๓illคђiггคђ๓คภiггคђi๓ ..νυѕℓαтıм özℓємiм∂iя.. :: ♥✿•*¨`*•✿♥ ♥✿•*¨`*•✿♥....::::EDEBİYAT::::..♥✿•*¨`*•✿♥ ♥✿•*¨`*•✿♥. :: ๓คкคlєlєг-
Buraya geçin: