ÜÇ YEMİNİMİZ KUR'AN-I KERİMDE NASIL ANLATILIYOR?
Allahu Teala'nin üç tane yemininden bahsettik. Bu yeminler Kur'an-ı Kerim'de gerçek anlamda yer almış mı? Evet.
1. AHDİMİZ
Fizik vücudumuzun Allah'a verdiği ahd: "Yasin Suresinin 60 ve 61. ayet-i kerimelerinde yer almış. Allahu Teala buyuruyor:
-36/YÂSÎN-60: E lem a’had ileykum yâ benî âdeme en lâ ta’budûş şeytân(şeytâne), innehu lekum aduvvun mubîn(mubinun).
Ey Âdemoğulları! Ben, sizlerden şeytana kul olmayacağınıza dair ahd almadım mı? Muhakkak ki o (şeytan), size apaçık bir düşmandır.
-36/YÂSÎN-61: Ve eni’budûnî, hâzâ sırâtun mustekîm(mustekîmun).
Ve Ben, sizden Bana kul olmanıza (dair ahd almadım mı?) Bu da Sıratı Mustakîm (üzerinde bulunmak)tır.
diyor, Allahu Teala.
2. YEMİNİMİZ
Nefslerimizden yemin almış. Muddessir Suresinin 38, 39 ve 40. ayet-i kerimelerinde bu hususu anlatiyor Allahu Teala, hepimize:
-74/MUDDESSİR-38: Kullu nefsin bimâ kesebet rehîneh(rehînetun).
Bütün nefsler, iktisap ettikleri (kazandıkları) dereceler sebebiyle (karşılığı olarak) rehinedirler (bağlıdırlar).
-74/MUDDESSİR-39: İllâ ashâbel yemîn(yemîni).
Yemin sahipleri (yeminlerini yerine getiren nefsler) hariç.
-74/MUDDESSİR-40: Fî cennât(cennâtin), yetesâelûn(yetesâelûne).
Onlar cennetlerdedir. (Diğerlerine) sorarlar.
diyor, Allahu Teala.
3. MİSAKIMIZ
Ruhumuz Allahu Teala'ya ne vermiş? Misak vermiş. İşte Rad Suresi 20 ve 21. ayet-i kerimeler. Allahu Teala şöyle buyuruyor:
-13/RA'D-20: Ellezîne yûfûne bi ahdillâhi ve lâ yenkudûnel misâk(misâka).
Onlar, Allah’ın ahdini ifa ederler (ruhlarını, vechlerini, nefslerini ve iradelerini Allah’a teslim ederler). Ve misaklerini (diğer teslimlerle birlikte iradelerini de Allah’a teslim edeceklerine dair misaklerini) bozmazlar.
-13/RA'D-21: Vellezîne yasılûne mâ emerallâhu bihî en yûsale ve yahşevne rabbehum ve yehâfûne sûel hisâb(hisâbi).
Ve onlar Allah’ın (ölümden evvel), Allah’a ulaştırılmasını emrettiği şeyi (ruhlarını), O’na (Allah’a) ulaştırırlar. Ve Rab’lerine karşı huşû duyarlar ve kötü hesaptan (cehenneme girmekten) korkarlar.
YEMİNİMİZ VE AHDİMİZ ÜZERİMİZE 3 DEFA FARZDIR
Görüyorsunuz ki Kur'an-ı Kerim, üç tane yeminimizi açık şekilde koymuş ortaya. Bu üç tane yeminin üzerimize farz kılındığını da söylemiştik. Neden farz kılıyor? Çünkü Allah ne emretmişse, nefsimiz mutlaka başlangıçta ona karşI çıkar. Allah neyi yasak etmişse, nefsimiz mutlaka yasak edilen fiilleri işlemek ister. İşte Allahu Teala bu büyük gerçeği bildiği cihetle, nefsimizin karşı çıkacaği kesin olduğu için, Allah'ın üzerimize farz kılması söz konusu oluyor, bizden aldığı yeminleri.
Böylece bir farzlar serisi var. İşte Maide Suresinin 7. ayet-i kerimesi, Allah üç yeminimizi birden üzerimize farz kılıyor:
-5/MÂİDE-7: Vezkurû ni’metellâhi aleykum ve mîsâkahullezî vâsekakum bihî, iz kultum semi’nâ ve ata’nâ, vettekûllâh(vettekûllâhe), innallâhe alîmun bizâtis sudûr(sudûri).
Allah’ın, sizin üzerinizdeki ni’metini ve: “İşittik ve itaat ettik” dediğiniz zaman, onunla sizi bağladığı misakını hatırlayın. Allah’a karşı takvâ sahibi olun, muhakkak ki O, göğüslerde (sinelerde) olanı en iyi bilir.
Allah'ın üzerinizdeki nimetini, Allah'a verdiğiniz yeminlerinizi ve Allah'ın sizi (bu yeminlerle) bağladığını (yeminlerinizi üzerinize farz kıldığını) hatırlayın. O zaman işittik ve itaat ettik demiştiniz. Allah sinelerde olanı bilir.
İşte Enam Suresi 152. ayet-i kerime. Allah 3 yeminimizi de üzerimize farz kılıyor.
-6/EN'ÂM-152: Ve lâ takrebû mâlel yetîmi illâ billetî hiye ahsenu hattâ yebluga eşuddeh(eşuddehu), ve evfûl keyle vel mîzâne bil kıst(kıstı), lâ nukellifu nefsen illâ vus’ahâ ve izâ kultum fa’dilû ve lev kâne zâ kurbâ, ve bi ahdillâhi evfû, zâlikum vassâkum bihî leallekum tezekkerûn(tezekkerûne).
Yetimin malına, o en kuvvetli çağına gelinceye kadar, en güzel şekliyle olmadıkça yaklaşmayın. Ölçü ve tartıyı adaletle yerine getirin. Kimseyi gücünün dışında (bir şey ile) sorumlu tutmayız. Söylediğiniz zaman, yakınınız olsa bile, artık adaletle söyleyin. Allah’ın ahdini yerine getirin (ifa edin). Böylece tezekkür edersiniz diye, (Allah) işte böyle, size onunla vasiyet (emir) etti.
"Ve bi'ahdillahi evfu"
"Allah ile olan ahdlerinizi ifa edin, yerine getirin" buyuruyor, Allahu Teala. Bununla yetinmiş mi Allahu Teala? Hayır. Maide Suresinin 105. ayet-i kerimesinde nefsimizin tezkiyesini bir defa daha farz kılıyor üzerimize, şöyle buyuruyor:
-5/MÂİDE-105: Yâ eyyuhellezîne âmenû aleykum enfusekum, lâ yadurrukum men dalle izehtedeytum. İlâllâhi merciukum cemîân fe yunebbiukum bimâ kuntum ta'melûn(ta'melûne).
Ey âmenû olanlar! Nefsleriniz, üzerinizedir (nefsinizin sorumluluğu üzerinize borçtur). Siz hidayette iseniz, dalâletteki bir kimse size bir zarar veremez. Hepinizin dönüşü Allâh'adır. O zaman yapmış olduğunuz şeyleri size haber verecek.
"Ya eyyuhelleziyne amenu aleykum enfusekum"
"Ey amenu olanlar, nefslerinizi tezkiye etmek üzerinize borçtur."
Fizik vücudumuzun Allah'a kul olması da bir defa daha farz kılınıyor üzerimize Bakara 21'le:
-2/BAKARA-21: Yâ eyyuhen nâsu’budû rabbekumullezî halakakum vellezîne min kablikum leallekum tettekûn(tettekûne).
Ey insanlar! Rabbinize kul olun ki O, sizi ve sizden öncekileri yarattı. Umulur ki böylece siz, takva sahibi olursunuz.
Allah'a kul olmamız, bir defa daha üzerimize farz kılınmış. Demek ki iki tane yeminimiz, üçer defa farz kılınmış oluyor. Üç yeminimiz birden iki defa üzerimize farz kılındığına göre, bu ilavelerle beraber nefsimizin tezkiyesi ve fizik vücudumuzun Allah'a kul olması üç defa üzerimize farz kılınmış. Artık bu farzlardan hiç bahsedilmiyor.
MİSAKIMIZ ÜZERİMİZE 9 DEFA FARZDIR
Ruhumuzun ölmeden evvel Allah'a ulaşmasına gelince, bu farzın dokuz defa vücuda getirildiğini görüyoruz. İşte iki tane farz, iki ayet-i kerimenin muhtevası içinde. Maide 7'nin ve Enam 152'nin. Bunun ötesinde Allahu Teala'nin daha yedi defa ruhumuzun Allah'a ölmeden ulaşmasını üzerimize farz kıldığını görüyoruz:
1.Zumer 54:
-39/ZUMER-54: Ve enîbû ilâ rabbikum ve eslimû lehu min kabli en ye’tiyekumul azâbu summe lâ tunsarûn(tunsarûne).
Ve Rabbinize (Allah’a) yönelin (ruhunuzu Allah’a ulaştırmayı dileyin)! Ve size azap gelmeden önce O’na (Allah’a) teslim olun (ruhunuzu, vechinizi, nefsinizi, iradenizi Allah’a teslim edin). (Yoksa) sonra yardım olunmazsınız.
2. Rum 31:
-30/RÛM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muşrikîn(muşrikîne).
O’na (Allah’a) yönelin (Allah’a ulaşmayı dileyin) ve takva sahibi olun. Ve namazı ikame edin (namaz kılın). Ve (böylece) müşriklerden olmayın.
3. Fecr 28:
-89/FECR-28: İrciî ilâ rabbiki râdıyeten mardıyyeh(mardıyyeten).
Rabbine dön (Allah’tan) razı olarak ve Allah’ın rızasını kazanmış olarak!
4. Zariyat 50:
-51/ZÂRİYÂT-50: Fe firrû ilâllâh(ilâllâhi), innî lekum minhu nezîrun mubîn(mubînun).
Öyleyse Allah’a firar edin (kaçın ve sığının). Muhakkak ki ben, sizin için O’ndan (Allah tarafından gönderilmiş) apaçık bir nezirim.
5. Lokman 15:
-31/LOKMÂN-15: Ve in câhedâke alâ en tuşrike bî mâ leyse leke bihî ilmun fe lâ tutı’humâ ve sâhibhumâ fîd dunyâ magrûfen vettebi’ sebîle men enâbe ileyy(ileyye), summe ileyye merciukum fe unebbiukum bi mâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).
Ve bilgin olmayan bir şey hakkında, şirk koşman için seninle mücâdele ederlerse, ikisine de itaat etme! Ve dünyada onlara güzellikle sahip ol. Bana yönelenlerin (ruhunu Allah'a ulaştırmayı dileyenlerin) yoluna tâbî ol. Sonra dönüşünüz Banadır. O zaman yaptığınız şeyleri size haber vereceğim.
6. Yunus 25:
-10/YÛNUS-25: Vallâhu yed'û ilâ dâris selâm(selâmi), ve yehdî men yeşâu ilâ sırâtin mustekîm(mustekîmin).
Ve Allah, teslim (selâm) yurduna davet eder ve (teslim yurduna, Zat'ına ulaştırmayı) dilediği kimseyi, Sıratı Mustakîm’e ulaştırır.
7. Muzemmil 8:
-73/MUZZEMMİL-8: Vezkurisme rabbike ve tebettel ileyhi tebtîlâ(tebtîlen).
Ve Rabbinin İsmi'ni zikret ve herşeyden kesilerek O’na ulaş.