PEYGAMBER ALEYHİSSELÂM’ın mağara dostu Hz.Ebû Bekir varını yoğunu Allah yolunda harcamıştı. Hele hicret zamanı harcadıkları o zor zamanlarda Müslümanların imdadına yetişmiş ve rahat bir nefes almalarına sebep olmuştu.
Bir gün Allah’ın Resûlü’nün mescidinde oturmuştu. Sırtında aba benzeri bir hırka vardı. Mekke’nin en zengin ve en asil insanı olarak bilinen Hz.Ebû Bekir bu hırkayı sedir ağacının dikenleriyle tutturmuş eliyle de sağını solunu kapatmaya açalışıyordu.
O sırada vahiy meleği Cebrâil geldi ve Peygamber aleyhisselâm’a şöyle bir haber getirdi:
“Ey Allah’ın Resûlü! Allah Ebû Bekir’e selâm ediyor ve diyor ki ‘Ben onun kulluğundan râzıyım o da benim Rablığımdan râzı mıdır?’”
Peygamber Efendimiz bu sözleri kendisine ulaştırdığında o büyük insan utancından yerin dibine geçmiş gibi oldu. Güçlükle şunları söyledi:
“Yâ Resûlûllah ben kimim ki Rabbimden râzı olmayayım? Benim için takdir ettiği şeylerden nasıl hoşnut olmam ki?”
...Taberani...