İlim Dünyamıza Hoşgeldiniz.. ßiร๓illคђiггคђ๓คภiггคђi๓ ..νυѕℓαтıм özℓємiм∂iя..
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

İlim Dünyamıza Hoşgeldiniz.. ßiร๓illคђiггคђ๓คภiггคђi๓ ..νυѕℓαтıм özℓємiм∂iя..

KaRdEsLiGiN DaIm oLdUgU, sEvGiLeRiN BiRlEsTiĞi, DoStLuKlArIn bItMeDiGi AiLe fOrUmUmUzDa iYi vAkIt gEçIrMeNiZ UmUdUyLa eFeNdIm eDePlE GeLeN HüRmEtLe gIdEr.
 
AnasayfaKapıLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Kuran Niçin Bu Kadar Kalın?

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Misafir
Misafir




Kuran Niçin Bu Kadar Kalın? Empty
MesajKonu: Kuran Niçin Bu Kadar Kalın?   Kuran Niçin Bu Kadar Kalın? Icon_minitimeÇarş. Tem. 22, 2009 9:41 pm

Çantamda taşımaya çalışıyorum. Ama zorlanıyorum. Kolayca sığmıyor. İnce kâğıda basılmışları da var ama sayfa sayısı yine fazla. Bir de meali ve meale dair notları ekleyince iyice kalınlaşıyor. Kur'ân'dan söz ediyorum. Toplam 30 cüz ve her biri 20’şer sayfa. Kur'ân'ı okumuyoruz. Okuyamıyoruz.
Kolay mı?
Tam 600 sayfa.
Niye bu kadar kalın?
Sanki Rabbimiz “Alın size sayfalarca Kur’ân; okuyabilirseniz okuyun bakayım” diye meydan mı okumuş biz kullarına?
Hafız olmak isteyenlere de haddini bildirmek mi istemiş?
“Yıllarca ezber yap da göreyim seni? Yüzlerce tekrar yap da adam ol!"
Azıcık olsaydı Kur’ân’ın sayfaları hemen hepimiz az bir gayretle hafız olabilirdik!
Sayfalar sayfaları izlemeseydi meselâ otobüs beklerken bir hatim indirebilirdik!
Ne hoş olurdu!
Celâlini göstermek için mi bunca kalın tuttu Rabbimiz Kur’ân’ı?
Korkutup da hizaya getirmek için mi bunca cüz bunca uzun sureler ayetler?
Hayır hayır; eğer bizi vahiy karşısında ezmek olsaydı Rabbimizin dilediği aksine yarım sayfalık bir Kur’ân indirirdi. Ve derdi ki bize “İşte sizden istediklerim; bunları yaptınız yaptınız yapmadınız yandınız!” Bizi korkutmak isteseydi yıldırmayı tercih etseydi meselâ sadece Fatiha’yı indirip “Ben anlattıklarımı anlattım; size anlayacak akıl da verdim göreyim sizi anlayın! Hadi bakayım kendinizi beğendirin bana! Bir yolunu bulun gözüme girin!” diye kestirebilirdi. Ne gerek vardı ki Bakara’da uzun uzun konuşmalara? Niye anlatsındı ki kulu Mûsa’yı (as) Meryem’i Yusuf’u (as) Yunus’u (as) Eyyûb’u (as) ve onca kıssaları hoş bir sohbet edasıyla? Mecbur muydu ki Rabbimiz sanki biz O’na değil de O bize muhtaçmış gibi nezaketle sabırla her defasında yeni baştan hatırlatarak konuşmaya?
Çok iyi biliriz ki şefkatli öğretmenler dersi tekrar ederler bir defada anlaşılmayacağını anlayışla karşılayarak yine yeni baştan alırlar. Dersi net olarak anlatsa da kısa kesen hiç tekrar etmeyen öğretmenlerde bir meydan okuma tavrı buluruz. Anlamayız o dersi. Korkarız öğretmeninden. Bir anlatışta anlayamayabileceğimizi anlayışla karşılamayan öğretmenden tırsarız uzak dururuz. Dersi tekrarlayarak uzatan örnekleri çoğaltarak bizimle daha uzun kalan öğretmenler daha şefkatlidir bize. Hele de “Şimdi not almayı bırakın şöyle bir arkanıza yaslanın beni dinleyin!” demesi vardır öğretmenlerin ki şeker gibi gelir o dakikalar. Anlarız ki öğretmenimiz bizim anlayabileceğimize inanıyor. Anlarız ki öğretmenimiz hemen anlamasak da yeniden anlatmaya hevesli. Anlarız ki not almadan bile anlayabileceğimiz bir dersimiz var.
Kur’ân’ın uzunluğu ve tekrarları bir bakıma “Hadi arkana yaslan benim güzel kulum sana anlatacağım kıssalar var!” rahatlığını sunar bize. Böylece kalınlaşır Kur’ân. Sayfa üstüne sayfa eklenir. Der ki adeta Rabbimiz bize: “Bakara’yı kaçırdıysan Al-i İmran var! Maide’de uyuduysan Rahman var! Dilersen sana anlatacağımın hepsini bir satırda bile anlatırım: İhlas var!” Bu da olmadıysa kulağına pınar suyu gibi akacak kalbine bahar meltemi değdirecek Rahman var! ‘Rabbinin hangi nimetlerini edersiniz inkâr?’ diye diye hatırlattıklarım bir bir saydıklarım var!”
Yani ki... Kur’ân’ın bunca kalınlığının sebebi Rabb-i Rahimimizin tekrar etme şefkatindendir. Anlayamayabileceğimizi anlayışla karşılama inceliğindendir. Unutabileceğimizi de unutmama olgunluğundandır.
“Ey kulum [az önceki surede] açıkça ve defalarca söyledim sana anlamadın mı? Bak bir daha söylüyorum! Unuttuysan da üzülme! Ben bıkmam usanmam umut kesmem senden. Olsun yine söylüyorum.”
“Sevgili kulum kendine yazık ediyorsun biricik ömrünü heba ediyorsun; işin ciddiyetini kavramamış gibisin. Demiştim ya sana; ‘Şeytan sana apaçık düşmandır!’ İyi dinle tekrar ediyorum!”
“A benim güzel kulum; az önce hatırlattım sana yine mi unuttun? Bir daha hatırlatıyorum. Kulum ve elçim Mûsa’nın başından gelenleri anlattığımda yok muydun? Öyleyse şimdi sana biraz da kulum İbrahim’den (as) bahsedeyim kulaklarını iyi aç. Hem böyle daha iyi anlayabilirsin. Olmadı mı? Hadi gel bir de İsâ’dan (as) söz açalım.”
“Bak yine yanıldın şeytana yeniden kandın. Hadi sil gözünün yaşını. Yeni baştan başlayalım. Hani demiştim ya sana rahmetimden ümidini kesmeyeceksin diye. Yine söylüyorum... Sözümdeyim ben! Sen gel yeter ki.. Gel!”



Bunlar çok hafif geliyorsa bir de Risale-i Nur Külliyatı’na bakalım: “Kur'ân kitab-ı zikir kitab-ı dua kitab-ı dâvet olduğundan içinde tekrar müstahsendir belki elzemdir belki eblâğdır. Zira zikrin şe'ni tekrar ile tenvirdir. Duanın şe'ni terdad ile takrirdir. Emir ve davetin şe'ni tekrar ile te’kiddir.”



Ne şefkatli ki Rabbimiz bize kalınca bir Kur’ân indirmiş! Bizimle uzun uzun konuşmaktan usanmamış bıkmamış... Her hatamızda yeni baştan beyaz sayfalar açacak denli severmiş bizi. Gözden çıkarmazmış. “Ne haliniz varsa görün!” demezmiş! Kalınmış Kur’ân çok kalınmış! Diyorum ki bundan böyle Kur’ân’ı hiç olmazsa kitaplığımıza kalınlığını görecek şekilde koyalım. Sırtı değil sayfaları görünür olsun. Kur’ân’ı okumasak da Rabbimizin rahmetini sayfa sayfa sayalım.

SENAİ DEMİRCİ
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
vuslatım özlemimdir
Yönetici
Yönetici
vuslatım özlemimdir


Mesaj Sayısı : 916
Kayıt tarihi : 02/04/09
Yaş : 47
Nerden : SİVAS

Kuran Niçin Bu Kadar Kalın? Empty
MesajKonu: Geri: Kuran Niçin Bu Kadar Kalın?   Kuran Niçin Bu Kadar Kalın? Icon_minitimePerş. Tem. 23, 2009 10:07 am

Kalemine sağlık hocamın senai demirci hayranıyım yazılarını çok beğeniyorum güzel bi paylaşımdı gelinciğim emeğine yüreğine sağlık cnm
Kuran Niçin Bu Kadar Kalın? Rahmet
Cenab-ı Hakk'ın kelâmı olan Kur’ân'ı okumak çok faziletli bir ibadettir. Hattâ İbnu'l-Cezerî (833/1429) selef âlimlerinin Kur’ân okumayı (nafile) ibadetler içerisinde birinci sıraya koyduklarını ifade eder (en-Neşr, 1/3). Nitekim Kur'ân'da bu hususa vurgu yapılmıştır: "Allah'ın Kitabı'nı okuyanlar, namaz kılanlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz rızıktan (Allah için) gizli ve açık sarfedenler, asla zarara uğramayacak bir ticaret umarlar." (Fâtır, 35/29) "Ehl-i Kitap içinde, gece saatlerinde ayakta durup Allah'ın âyetlerini okuyarak secdeye kapanan bir topluluk da vardır" (Âl-i İmran, 3/113).

Allah Resûlü (s.a.s.), Kur’ân okumanın fazileti üzerinde durmuş ve bunu fiilen uygulamıştır. Meselâ:

"Ümmetimin en faziletli ibadeti Kur’ân okumaktır." (Münavi, Feyzu'l-Kadir, 2/44)
Bir adam:

- "Ya Resülallah! Allah'ın en çok sevdiği amel hangisidir"? diye sordu. Hz. Peygamber:

- "Konup göçendir" cevabını verdi. Adam:

- "Konup göçen kimdir?" diye sorunca,

- "Kur’ân'ı başından sonuna kadar okuyan, bitirince de tekrar başlayandır" cevabını aldı. (Tirmizî, "Kur’ân," 11)

"Allah evlerinden bir evde, Allah'ın kitabını okumak ve aralarında müzakere etmek için toplanan kimselerin üzerine sekine iner, onları rahmet kuşatır, melekler etraflarını sarar ve Allah onları kendi katında bulunanlara överek anlatır." (Ebû Davud, "Vitr", 14; Tirmizî, "Kur’ân", 10)

"Üç zümre vardır ki, onları Kıyametin dehşeti korkutmaz, onlar için hesap zorluğu yoktur, diğerlerinin hesabı bitinceye kadar onlar misk tepecikleri üzerindedirler. Bunlardan birisi, Allah'ın rızasını kazanmak için Kur’ân okuyan kimsedir." (Taberanî'den Münzirî, et-Terğîb, 1/311)

Ayrıca Hz. Peygamber, Kur’ân okuyan mü'mini hem kokusu hem de tadı güzel olan bir "meyveye" benzeterek (Buharî, "Et'ıme," 30; Müslim, "Müsafirîn," 243), onun meleklerle beraber olacağını da buyurmuştur. (Buharî, "Fedailü'l-Kur’ân," 17)
Konuyla ilgili diğer bazı hadislerde ise şu noktalar vurgulanmaktadır: "Sizin en hayırlınız Kur'ân'ı Kerim'i öğrenen ve öğretendir." (Buhârî, "Fedailu'l-Kur'ân," 21). "Kur'ân-ı Kerim'den tek harf okuyana bile bir sevap vardır. Her hasene on misliyle kayda geçer. Elif-Lâm-Mim bir harftir demiyorum. Aksine elif bir harf, lâm bir harf ve mim de bir harftir." (Tirmizi, "Sevâbu'l-Kur'ân," 16, HN: 2912) "Allah, geceleyin Kur'ân okuyan bir kula kulak verdiği kadar hiçbir şeye kulak verip dinlemez. Allah'ın rahmeti, kul namazda olduğu müddetçe kulun başı üstüne saçılır." (Tirmizî, "Sevâbu'l- Kur'ân", 17, HN: 2913). "Kim Kur'ân'ı okur ve onunla amel ederse, Kıyamet günü babasına bir taç giydirilir. Bu tacın ışığı, güneş dünyadaki herhangi bir evde bulunduğu takdirde onun vereceği ışıktan daha güzeldir. Öyleyse, Kur'ân'la bizzat amel edenin ışığı nasıl olacak, düşünebiliyor musunuz?" (Ebû Dâvud, "Salât", 349, HN: 1453). "Kim Kur'ân'ı okur, ezberler, helâl kıldığı şeyi helâl kabul eder, haram kıldığı şeyi de haram kabul ederse Allah, o kimseyi Cennet'e koyar. Ayrıca hepsine Cehennem şart olmuş bulunan ailesinden on kişiye şefaatçi kılınır." (Tirmizi, "Sevâbu'l-Kur'ân," 13, HN: 2907). "Kur'ân'da mâhir olan (hıfzını ve okuyuşunu güzel yapan), Sefere denilen kerîm ve mutî meleklerle beraber olacaktır. Kur'ân'ı kekeleyerek ve zorlukla okuyana iki sevap vardır." (Buhârî, "Tevhid," 52; Müslim, "Müsafirin," 244)

Uhud şehidleri defnedilirken ve daha sonra imam olmaya ehil kişi tesbit edilirken, Kur’ân'ı iyi bilmenin bir ölçü olarak kullanılması da, Kur’ân bilme ve okumanın önemini ortaya koyan başka misallerdir.

Kur’ân'dan ezberlenen kısımların unutulmasının büyük günah sayılması da Müslümanları, sürekli Kur’ân okumaya yönelten noktalardan birisidir. Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor: "Bir kimsenin şu âyetleri unuttum demesi ne kötü şeydir! Onlar ona unutturulmuştur. Kur’ân'ı hatırınızda tutmaya çalışın. Doğrusu o, hayvanın ipini koparıp kaçması gibi, kişinin zihninden silinip gider." (Müslim, "Müsafirin," 228, 229)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kuran Niçin Bu Kadar Kalın?
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
İlim Dünyamıza Hoşgeldiniz.. ßiร๓illคђiггคђ๓คภiггคђi๓ ..νυѕℓαтıм özℓємiм∂iя.. :: ♥✿•*¨`*•✿♥ ♥✿•*¨`*•✿♥....::::EDEBİYAT::::..♥✿•*¨`*•✿♥ ♥✿•*¨`*•✿♥. :: ๓คкคlєlєг-
Buraya geçin: