İlim Dünyamıza Hoşgeldiniz.. ßiร๓illคђiггคђ๓คภiггคђi๓ ..νυѕℓαтıм özℓємiм∂iя..
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

İlim Dünyamıza Hoşgeldiniz.. ßiร๓illคђiггคђ๓คภiггคђi๓ ..νυѕℓαтıм özℓємiм∂iя..

KaRdEsLiGiN DaIm oLdUgU, sEvGiLeRiN BiRlEsTiĞi, DoStLuKlArIn bItMeDiGi AiLe fOrUmUmUzDa iYi vAkIt gEçIrMeNiZ UmUdUyLa eFeNdIm eDePlE GeLeN HüRmEtLe gIdEr.
 
AnasayfaKapıLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Tesettür Nasıl Olmalı ?

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
vuslatım özlemimdir
Yönetici
Yönetici
vuslatım özlemimdir


Mesaj Sayısı : 916
Kayıt tarihi : 02/04/09
Yaş : 47
Nerden : SİVAS

Tesettür Nasıl Olmalı ? Empty
MesajKonu: Tesettür Nasıl Olmalı ?   Tesettür Nasıl Olmalı ? Icon_minitimeC.tesi Tem. 18, 2009 12:16 pm

Tesettür Nasıl Olmalı ? Tesettr


Sual: Bayanların bayan pantolonu giymesi haram mıdır?
CEVAP Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
(Kadın elbisesi giyen erkeğe, erkek elbisesi giyen kadına lanet olsun!)

[Hakim](Erkeğe benzemeye çalışan kadın, kadına benzemeye çalışan erkek bizden değildir.) [İ.Ahmed]


(Kadın gibi davranan erkeğe, erkek gibi davranan kadına lanet olsun!) [Buhari]

(Erkeklere benzeyen kadınlara ve kadınlara benzeyen erkeklere ALLAH lanet etsin!) [Taberani]

Benzemek niyeti olmasa da, erkeğin boynuna kolye, koluna bilezik ve kulağına küpe takması kadınlara benzemek olur ve caiz değildir. Kadının da, benzemek niyeti olmadan da, pantolon giymesi caiz olmaz. Pantolon erkek kıyafetidir.





Seadet-i Ebediyye kitabında diyor ki:
(Tergib-üs-salât’daki hadis-i şerifte, (Örtülü olan çıplaklara (BURDA ÖRTÜLÜ OLAN ÇIPLAKLARDAN KASIT VUCUT HATLARINI BELLİ EDEN KADINLAR ÖRNEĞİN; KOT GİYEN, BODY GİYEN HANIMLAR) ve erkek gibi giyinen kadınlara ve kadın gibi giyinen, süslenen erkeklere LANET OLSUN !) buyuruluyor. Hele dar pantolon, erkeklere de caiz değildir. Çünkü, kaba yerleri dışardan belli olmaktadır. Bundan başka, kadınların pantolon giymeleri eskiden de, şimdi de İslam âdeti değildir. Dinsizlerden, İslam tesettürünü bilmeyenlerden gelmektedir. Haramlar yayılsa, yerleşseler de, İslam âdeti olamazlar. Kâfirlere benzeyenin, onlardan olacağı, hadis-i şerifte bildirilmiştir..Hadis-i şerifte örtülü olan çıplak ifadesi geçiyor. Tayt giyenler örtülü müdür? İçindeki çamaşır belli oluyor. Kaba yerleri dışardan belli olmaktadır. Pantolon da öyledir. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Avret yerlerini açanlara ve başkasının avret yerine bakanlara, ALLAH lanet etsin!) [Beyheki]




(Kendini erkeğe benzeten kadın Cennete girmez.) [Taberani]

Peygamber efendimiz, erkek kılığına girip mızrak kuşanmış bir kadını görünce, (Erkeğe benzemeye çalışan kadına, kadına benzemeye çalışan erkeğe lanet olsun) buyurdu. El ve ayaklarını kınalayıp kadınlara benzemeye çalışan birini sürgüne gönderdi. (Taberani, Ebu Davud)

Dinimiz bu konunun önemini bildirirken, zamanla daha iyisini yaparsın demek yanlıştır. Bize düşen, dinin emrini olduğu gibi bildirmektir. O ne kadar uyabilirse uyar. Tam uyar, yarım uyar veya hiç uymaz. Namaza yeni başlayan birisine, (Beş vaktin hepsini kılmana gerek yok, şimdilik günde bir vakit kılsan da olur, zamanla daha iyisini yaparsın) denir mi? Güya bu ümmete, dinin sahibinden daha çok merhamet göstermek, rahmani mi, yoksa şeytani mi?

Peygamber (s.a.v) hadisi şerifinde ;” Kendini erkeğe benzeten kadina, kendini kadina benzeten erkeğe lanet olsun buyurmuştur. ” Burada ki kasit bir kadinin saclarini bir erkek gibi kisaltmasi, erkeklere mahsus giyilen seyleri giymesidir. Erkekler icinde bir kadin gibi saç uzatmasi, veya kadinlara mahsus hareketlerde bulunmasidir. Bununla beraber, Kadinlarin şalvar giymesi dinimizde çok hoştur. Bir gun bir kadin deve üzerinde Peygamber (s.a.v) haz. lerinin yakinlarindan geçerken, deveden dusmus ve bacak arasi belli olacak sekilde yerde kalmistir. Fakat bu kadin salvar giydigi icin ve mahrem yerleri belli olmadigi icin, Peygamber (s.a.v) o kadina ve o tarz giyinen kadinlara soyle dua etmistir. ” Şalvar giyen kadina Allah�in rahmeti olsun “.

” (Hadîsi; Ukaylî, Ibn Adîy (Kâmil’de) ve Beyhakî (el-Edep’te) rivâyet etmişlerdir.Buna göre erkek gibi pantolon giyinen bir kadın, avretini örtme emrini yerine getirmiş olsa dahî, erkeğe benzememe emrini yerine getirmediğinden günahtan kurtulamaz. Giydiği pantolon dar olur da vücut hatlarını ortaya koyarsa, fitneye (helâl olmayan cinsel duygulara) sebep olacağı için ayrıca günah işlemiş olur.

Kadının her yeri kapalı amma bir mahrem yerini dahi dar giyinmişse bu tesettürlü değildir.

Resulullah aleyhisselam efendimiz “Allah örtülü çıplak kadınlara lanet etsin…” buyuruyorlar.

Örtülü amma çıplak… Diğer başka bir hadis-i şeriflerinde “cehhennemliklerin çoğunun kadınlar olduğunu gördüm…” buyurmuşlardır.

Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
(Kadın elbisesi giyen erkeğe, erkek elbisesi giyen kadına lanet olsun!) [Hakim]

(Erkeğe benzemeye çalışan kadın, kadına benzemeye çalışan erkek bizden değildir.) [İ.Ahmed]

(Kadın gibi davranan erkeğe, erkek gibi davranan kadına lanet olsun!) [Buhari]

(Erkeklere benzeyen kadınlara ve kadınlara benzeyen erkeklere Allah lanet etsin!) [Taberani]

5223 - İbnu Ebî Müleyke anlatıyor: “Hz. Aişe radıyallahu anhâ’ya: “Kadın (erkeğe mahsus) ayakkabı giyer mi?” diye sorulmuştu:
“Resülullah aleyhissalâtu vesselâm kadınlardan erkekleşenlere lanet etti!” diye cevap verdi.”
Ebu Dâvud, Libâs 31, (4099).
5224 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resülullah aleyhissalâtu vesselâm kadın elbisesini giyen erkeğe ve erkek elbisesini giyen kadına lanet etti.”
Ebu Dâvud, Libas 31, (4098).

Hadislerde de görüldüğü gibi Allah Rasulü (s.a.v.) efendimiz böyle ferman buyurmuş.Bize düşen lebbeyk ya Rasulullah demektir. Pantolon erkek kıyafetidir.Nefsimizin sevdiğini değil de Allah Rasulü’nün emrettiğini yaparsak hakkın rızasına ereriz inşallah.Selam ve dua ile…

14 Asır evvel zamandan günümüze tesettür değişimi ;



ve günümüzde içler acısı tablolar; göbeği ve yüzü silinmiştir

Tesettür Nasıl Olmalı ? Tesettr

Hadislerde de görüldüğü gibi Allah Rasulü (s.a.v.) efendimiz böyle ferman buyurmuş.Bize düşen lebbeyk ya Rasulullah demektir. Pantolon erkek kıyafetidir.Nefsimizin sevdiğini değil de Allah Rasulü’nün emrettiğini yaparsak hakkın rızasına ereriz inşallah. Etrafta Sözde Tesettürlü Diye Gezinen Çıplaklar Ayetleri Çarpıtmaya devam Edin Herkez Kendi İşine Nasıl Geliyorsa Öyle Çarpıtmaya Devam etsin Sizlerle Yaradanın Huzurunda Hesabım Var Selam ve dua ile…


Tesettür Nasıl Olmalı ? Sercetunikac8


En son Zeynep-Aylin 58 tarafından C.tesi Tem. 18, 2009 12:24 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
vuslatım özlemimdir
Yönetici
Yönetici
vuslatım özlemimdir


Mesaj Sayısı : 916
Kayıt tarihi : 02/04/09
Yaş : 47
Nerden : SİVAS

Tesettür Nasıl Olmalı ? Empty
MesajKonu: Geri: Tesettür Nasıl Olmalı ?   Tesettür Nasıl Olmalı ? Icon_minitimeC.tesi Tem. 18, 2009 12:19 pm

KADININ ÖRTÜSÜ NASIL OLMALI?



İNSANI HAYVANDAN AYIRAN EN ÖNEMLİ ÖZELLİK GİYSİDİR

Gönderdiğiniz e–mailleri fırsat buldukça okuyorum. Mümkün mertebe cevap yazmaya da çalışıyorum. Bizleri teşvik ve takdir sadedindeki e–mailleriniz gayretimizi artırıyor, sağ olun var olun... Bizler için can–ı gönülden ettiğiniz dualarla, yapmış olduğunuz mânevî desteği de inanın yakînen hissediyoruz. Rabbim dualarınızı kabul buyursun. Bizler hakkında yaptığınız bu güzel temennileri ve niyazları, Rabbim sizler için de ihsan eylesin. Âmin…

Bu sıralar gelen e–mailler içerisinde bazı kardeşlerimizin soruları, aşağı yukarı aynı konuda birleşiyor. Bunlar:

"Kadının tesettürü nasıl olmalıdır?"

"Kur'an ve Sünnet'e göre örtünmenin şekli nedir?"

"Kur'an'da çarşaf geçiyor mu?"

Bunlar gibi tesettürle alâkalı konular... Bu sorularınıza ayrı ayrı cevap vermek yerine, inşallah buradan toptan cevap vermeye gayret edeceğim. Rabbim rızasının dışında yazmaktan, konuşmaktan ve yaşamaktan bizleri muhafaza buyursun.

İslâm dini, şehevânî arzuların hiçbir şekilde galeyana gelmeyeceği, iffetlerin ve namusların korunacağı temiz bir toplum kurulmasını hedeflemiştir. Hainâne bakışlar, cinsel heyecan veren hareketler, çıplak vücutlar, teşhir edilen cezbedici ziynetler, şüphe yok ki insandaki hayvanî hisleri uyandırır. İşte İslâm temiz bir toplumun kurulabilmesi için, kadın ile erkek arasında gayrimeşrû ilişkilere meylettiren, vesile olan bütün kapı ve yolları kapamayı gaye edinmiştir. Dolayısıyla İslâm, insanın bakışlarından tutun da kıyafetine, örtünmesine varana kadar bir ölçü koymuştur.

Örtünmek canlılar arasında sadece insana mahsus bir özelliktir. Örtünmek insânî olduğu gibi fıtrîdir de… Seyyid Sabık "Fıkhü's–Sünne" isimli kitabında:

"İnsanı hayvandan ayıran en önemli şey insanların giyinmesidir." demektedir. İnsanlık tarihine şöyle bir baktığımızda, ifrat ve tefrit noktasında bazı aşırı yönelişler ve sapkınlıklar bir yana bırakılırsa, çıplaklık her dönemde vicdan ve aklıselim tarafından arsızlık ve hayâsızlık olarak görülmüştür. Ve insanoğlunun örtünme ihtiyacı ilk insan Hz. Âdem ve Hz. Havva ile başlamış, çıplaklığın çirkin bir şey olduğu da Kur'an–ı Kerim'de:

"Ey Âdem oğulları! Size çirkin yerlerinizi örtecek bir giysi, bir elbise ve bir süs indirdik. Takva örtüsü ise, daha hayırlıdır. Bunlar Allah'ın âyetlerindendir. Belki düşünüp öğüt alırlar (diye onları indirdi). Ey Âdem oğulları! Şeytan ana ve babanızı –çirkin yerlerini kendilerine göstermek için– cennetten çıkardığı gibi sizi de belâya uğratmasın..."(1) âyet–i kerimeleriyle ifade edilmiştir.

Örtünmenin gayesi, yabancı bakışlardan korunup, ırz ve namusun meşrû olmayan cinsel isteklerden korunmasıdır. Ancak örtünmenin asıl gayesi, Yüce Allah'ın rızasını kazanmak olmalıdır. Örtünmek de namaz, zekât, oruç gibi bir ibadettir ve Müslüman kadına farzdır. Allahu Teâlâ namaz, zekât ve oruç gibi ibadetlerin nasıl ve ne şekilde yapılacağını bildirdiği gibi, örtünmenin de şeklini ve sınırlarını belirlemiştir.



ZİYNETLERİNİZİ TEŞHİR ETMEYİN

Bu konuyla alâkalı âyetlere gelince; Kur'an–ı Kerim'de Nûr sûresi'nin 30. âyet–i celilesinde:

"Mü'min erkeklerin harama bakmamaları, namuslarını korumaları" emredildikten sonra 31. âyet–i celilesinde de, kadınlarla ilgili olarak:

"Mü'min kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) sakınsınlar, namuslarını korusunlar. Kendiliğinden görünen kısımları müstesna olmak üzere, ziynetlerini açmasınlar. Baş örtülerini, yakalarının üzerine vursunlar…" buyrulmuştur. Görüldüğü gibi Allahu Teâlâ, evvela hem erkekleri hem de kadınları harama bakmaktan sakındırmıştır. Zira bir hadis–i şerifte Peygamber Efendimiz:

"İki gözün zinası, (harama) bakmaktır." buyurmuştur. Harama bakmak; zinanın postacısıdır ve zinaya götüren ilk adımdır. Bu sebeple Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem, harama bakmayı gözün zinası olarak ifade buyurmuştur.

Ancak, göz istemeyerek de olsa gayr–i ihtiyari olarak haramı görürse, bunda bir vebal olmadığı şu hadisten anlaşılmaktadır. Efendimiz, Hz. Ali Radıyallahu Anh'a:

"Ya Ali! Bakışı bakışa ekleme. Birincisi senin için (vebal yoktur ama), ikincisi aleyhinedir." buyurmuştur.(2)

Mevlâ Teâlâ önce harama bakmayı yasaklamış, ardından da bu bakışa mahal olacak yerlerin örtülmesini emretmiştir. Kadının örtünmesi ile ilgili olarak: "Görünen kısımları müstesna olmak üzere, ziynetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler" buyrulmuştur.

Âyet–i kerimedeki ifadeye dikkat edersek Mevlâ Teâlâ:

"Ziynetlerini teşhir etmezlerse daha iyi olur, baş örtülerini örterlerse daha sevap olur..." gibi tavsiye niteliğinde yumuşak bir üslup kullanmamış, bilakis tavsiye üslubundan çok öte "Söyle sakınsınlar, teşhir etmesinler, örtünsünler!" şeklinde kesin ve net bir ifade kullanmıştır. Âyet–i kerimenin devamında da, nerelerin nasıl örtüleceği ve kimlere gösterilebileceği tek tek açıklanmıştır.

"Kadının ziyneti" denince örfte, taç, küpe, gerdanlık, bilezik ve benzeri takılar, sürme, kına ve benzerleri ve elbise süsleri gibi şeyler akla gelir. Bu ziynetleri açmak bile yasaklanmış olunca, bunların mahalli olan vücudu açmak haydi haydi yasaklanmış olur. Bu takdirde şöyle de denilebilir:

"Vücutlarını açmak şöyle dursun, üzerlerindeki ziynetleri bile açmasınlar."

Zemahşerî şöyle der: "Âyetteki ziynet yerinin zikredilmesindeki hikmet, ziynet yerlerinin korunması, örtünmesi icap ettiğinin ifade edilmesidir Çünkü Allahu Teâlâ "Ziynetlerini açmasınlar" buyururken, aslında ziynet yerlerinin açılmamasını kasdetmiştir. Çünkü takılmayan ziynetlerin görülmesi haram değildir. Bu yüzden ziynetlerin yasaklanmasına gerek yoktur. Demek ki asıl açılması yasaklanan; ziynetlerin takıldığı yerdir."(3)



ÖRTÜ DİKKAT ÇEKİYORSA,ÖRTÜ DEĞİLDİR

Bazı âlimlere göre de kadının asıl ziyneti, vücudunun güzel yaratılışıdır. Yaratılış ziyneti hepsinde, her kadın bedeninin özünde zaten bulunmaktadır. Dolayısıyla buna göre mâna şöyle olur: Kadınlar yaratılıştan ziynetleri olan vücutlarının hiçbir tarafını açmasınlar.

Evet, kadın gerçekten çok kıymetli bir ziynettir. Nasıl ki mücevherler, kıymetli inciler çok gizli yerde saklanırsa, kadın vücudunu da kendi sedefine koymak, tesettüründe saklamak gerekir.

Tabi-î bu arada, "ziynetlerin örtülmesi" gerektiğinden bahsederken şunu da hatırlatmak da fayda görüyorum. Tesettür için örtülen örtünün kendisi de bir ziynet olmamalıdır. Eğer üstten örtülecek örtünün kendisi ziynet sayılabilecek renk ve görünüşte olursa, ona "hicap" denilemez. Çünkü örtünmekten maksat; ziynetlerin yabancılar tarafından görülmesini önlemektir. Şayet bir kadın, giyindiği elbise ile yabancı erkeklerin dikkatini çekmeye devam ediyorsa, İslâm bu kadını örtünmüş kabul etmemektedir.

Örtülmesi emredilen, ziynetten istisna edilen ve âyet–i kerimede mücmel olarak geçen "kendiliğinden görünen" ifadesi, İslâm âlimlerinin çoğunluğu tarafından; "yüz ve bileklere kadar eller" olarak tefsir edilmiştir.

Hz. Aişe'den rivayete göre bir gün Hz. Ebû Bekir'in kızı Esma, ince bir elbise ile Resûlullah'ın huzuruna girmişti. Peygamber Efendimiz ondan yüz çevirdi ve şöyle buyurdu:

"Ey Esma! Şüphesiz kadın erginlik çağına ulaşınca, onun şu ve şu yerlerinden başkasının görünmesi uygun değildir." Efendimiz bunu söylerken yüzüne ve avuçlarına işaret etmişti.(4)



DİŞİLİK DEĞİL KİŞİLİK ÖN PLANDA OLMALI

Allahu Teâlâ'nın bu âyet–i kerimede emrettiği örtüyü sadece "baş örtüsü" olarak anlamak çok yanlıştır. Yani "başı örtülü olsun da alt tarafı nasıl olursa olsun." Bu olmaz. Sadece başını değil, vücudunu dahi örtmüş olsa mesele hallolmuş değildir. Zira şeffaf, içini gösteren renkte ya da gayet dar olup bedene yapışmış, vücut hatlarını ortaya koyan kıyafetler kesinlikle Kur'an'ın örtünme emrine uygun değildir. Bunlar "Giyinik çıplaklar"dır. Nitekim bir hadis–i şerifte Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurur:

"Ateş ehlinden olup, görmediğim iki sınıf insan var: (Birisi) yanlarında bulunan sığır kuyruklarına benzer kamçılarla insanları döven (işkence yapan) bir kavimdir. Diğeri de giyinik fakat çıplak birtakım kadınlardır..."(5)

Kadının örtüsü, edep ve iffet telkin etmek noktasında da çok önemlidir. Âyet–i kerimenin, devamında işte bu noktayı da düşündürmek ve tesettür emrinin kuvvet ve şümûlünü bir daha hatırlatmak üzere, kadının yürüyüşünde ve tavırlarında dahi dikkatli olması gerektiğini şöyle ifade ediyor:

"…Gizledikleri ziynetleri bilinsin diye ayaklarını da vurmasınlar" yani baştan ayağa örtündükten sonra yürürken de edep ve vakar ile yürüsünler. Tahrik edici, şüphe uyandırıcı, çapkın tavırlarla ve yürüyüşle hareket etmeyip, yabancı nazarları celbetmesinler. Demek ki kapandıktan sonra da kadın, hâline, ahvaline dikkat edecektir. Cenab–ı Hak, örtünme emriyle kadının istenmeyen kötü durumlara düşmesini önlemeyi gaye edinmiştir. Kadın, Allah'ın emrine uygun bir şekilde giyinip başkalarının dikkatini cinsel yönden çekecek hareketlerden kendisini uzak tuttuğu, amiyane tabirle dişiliğini değil de kişiliğini ön plana çıkardığı zaman toplumda hak ettiği yeri alacak ve herkesin saygısını kazanacaktır.

Tesettür; her türlü istismara karşı kadının koruyucu siperidir. Fizikî güzelliğini ve cazibesini, teşhir edilen bir meta gibi herkesle değil, sadece nikahlı eşiyle paylaşması için dışa karşı perdesidir. Kadın, tesettürüyle ırzını, namus ve iffetini yaralayıcı gözlerden, kalplerinde eğrilik bulunan hasta kişilerden korumuş olur.

Şu konuya da dikkatinizi çekmek istiyorum, çünkü pek çokları nedense buna pek dikkat etmiyor. Kadın dışarı çıkarken örtüsüne bürünüp kendisini muhafaza ediyor; lakin evde olduğu sırada kapı çalınınca, ev kıyafetiyle kapıya çıkıyor ki, şayet gelen yabancı bir erkekse ev kıyafetiyle çıkması caiz değildir. Demek ki, tesettür emri sadece sokakta değil, evin kapısında da, penceresinde de geçerlidir.

Örtünme ile ilgili diğer bir âyet–i kerime ise Ahzab sûresinin 59. âyet–i kerimesidir. Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

"Ey Peygamber! hanımlarına, kızlarına ve mü'minlerin hanımlarına söyle: (Evden çıkarlarken) üstlerine vücutlarını iyice örten cilbablarını (dış elbiselerini) giysinler. Bu, onların tanınıp eziyet edilme-melerine en elverişli olandır. "



ÂYET-İ KERİME ÇARŞAF DİYOR

Hicab âyeti, kadınların avret mahallerini örtmeleri istikrar kazandıktan sonra nazil olmuştur. Öyleyse bu âyette emrolunan tesettür, daha önce farz kılınan setr–i avretten başka fazla bir örtünmedir. Bunun içindir ki müfessirler, yorumları değişik de olsa mefhumda birleşerek âyetteki "cilbab"tan maksadın kadının elbiseleri üzerine giyilen ve bütün vücudu örten bir örtü, bir elbise olduğunda ittifak etmişlerdir.

"Peki, âyet–i kerimede zikredilen 'cilbab'dan murad nedir?" diye sorarsanız, bu konuda ulemânın pek çok beyanları vardır. Bunları inşallah bir dahaki yazımızda detaylı olarak izah edeceğiz. Ama şimdilik son devrin âlimlerinden bir kaçının yorumunu sizlere nakledeyim.

Elmalı merhum, ilgili âyet–i kerimenin tefsirinde: "Cilbab" baştan aşağı örten çarşaf, ferace car gibi dış giysilerin adıdır." demiştir.

Konyalı Mehmet Vehbi Efendi, "Hulasatü'l–Beyan"da, Ömer Nasuhi Bilmen Efendi de kendi tefsirinde "Cilbab"ı çarşaf olarak tefsir etmişlerdir.



Dipnot:

1– A'râf, 26, 27

2– Ebû Davud, Nikâh 44, 2149

3– Zemahşerî, "Keşşaf", 3/230

4– Ebû Davud, Libas 31; Heysemî, "Mecmau'z–Zevaid", V, 137.

5– Müslim, Âdâb 10; Ebû Davud, Nikah, 44;

Ahmed b. Hanbel, 4/358







Kaynak: Beyan dergisi, 09/2005
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
vuslatım özlemimdir
Yönetici
Yönetici
vuslatım özlemimdir


Mesaj Sayısı : 916
Kayıt tarihi : 02/04/09
Yaş : 47
Nerden : SİVAS

Tesettür Nasıl Olmalı ? Empty
MesajKonu: Geri: Tesettür Nasıl Olmalı ?   Tesettür Nasıl Olmalı ? Icon_minitimeC.tesi Tem. 18, 2009 12:47 pm

Tesettür Nasıl Olmalı ? Turbanres10-12k

.Tesettür Nasıl Olmalı ? Tesettur-giyim

Müslüman kadının giyim şekli nasıl olmalıdır?

--------------------------------------------------------------------------------

Müslüman kadının giyiminde esas mesele, tesettürü sağlamasıdır. Eli ve yüzü dışında bütün vücudunu örtmesidir. Giyilen bir elbisenin tesettüre uygun olması için de altını göstermeyecek şekilde kalın ve namahrem yerlerini örtecek kadar uzun olmalıdır. Bunun için altını gösterecek şekilde ince ve şeffaf olan bir elbise ile örtünme gerçekleşmiş olmaz.

Bu meseleye esas teşkil eden hadis-i şeriflerin meali şöyledir: Hz. Aişe'nin rivayetine göre, kız kardeşi Hz. Esma bir gün Peygamberimizin huzuruna gitti. Üzerinde altını gösterecek şekilde ince bir elbise bulunuyordu. Resulullah (a.s.m.) onu görünce yüzünü çevirdi ve şöyle buyurdu: "Ya Esma, bir kadın buluğ çağına erince (yüzünü ve ellerini göstererek) bunlardan başka bir tarafının görünmesi sahih olmaz."(1)

Sahih-i Müslim'de Ebû Hüreyre (r.a.) tarafından bir rivayette Peygamberimiz, giyindiği halde açık olan, yani ince ve şeffaf elbise ile dolaşan kadınların cehennemlik olduklarını, cennetin kokusunu bile alamayacaklarını bildirirler.(2) Alkame bin Ebi Alkame annesinin şöyle dediğini rivayet eder: "Abdurrahman'ın kızı Hafsa'nın başında, saçını gösterecek şekilde ince bir başörtüsü olduğu halde Hz. Aişe'nin huzuruna girdi. Hz. Aişe başından örtüsünü alarak ikiye katladı, kalınlaştırdı.(3)

Hz. Ömer (r.a.) ise, cam gibi şeffaf olmasa da, giyindiği zaman altını iyice belli eden elbisenin kadınlara giydirilmemesi hususunda mü'minlere ikazda bulunmuştur.(4)

İmam Serahsi bu nakilden sonra, kadının giydiği elbise çok ince de olsa yine aynı hükmü taşır, şeklinde bir açıklama getirir. Daha sonra da, "Giyindiği halde açık" olan mealindeki hadisi kaydeder ve şöyle der: "Bu çeşit bir elbise şebeke (ağ) gibidir, örtünmeyi temin etmez. Bunun için yabancı erkeklerin bu şekilde giyinmiş bir kadına bakması helal olmaz.(5) Elbisenin şeffaf olmasındaki ölçü, tenin rengini belli etmesidir. Dışarıdan bakıldığı zaman elbisenin altından insanın teni görünüyorsa, elbise ince de olsa, kalın da olsa böyle bir elbise ile örtünme gerçekleşmiş olmaz.

Diğer taraftan kadınlar gerekli örtüyü sağlamak zorunda oldukları gibi, erkeklerin dikkatini çekecek bakışlardan, konuşmalardan ve yürüyüş tarzından da sakınmaları gerekir:

"Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin kadınlar), ellerinin altında bulunan (köleleri), erkeklerden, kadına ihtiyacı kalmamış (cinsî güçten düşmüş) hizmetçiler, yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına zinetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye, ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki, kurtuluşa eresiniz." (Nur Suresi 31)

İşte hür kadınların, bu istisna edilmiş kimselerden başkasına zinetlerini göstermemeleri, kendi iffet ve korunmaları ve güzel geçimleri noktasından gayet önemli olduğu gibi, yabancı erkekleri etkilememek, günaha sokmamak, edeb ve iffet telkin etmek noktasından da çok önemlidir. Özellikle bu noktayı da düşündürmek ve tesettür emrinin kuvvet ve şumülünü bir daha hatırlatmak üzere, yürüyüş tavırlarının bile düzeltilmesi için buyuruluyor ki: gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar, yani baştan ayağa örtündükten sonra yürürken de edeb ve vakar ile yürüsünler. Örtüp gizledikleri sunî veya doğal ziynetler bilinsin diye, bacak oynatıp ayak çalmasınlar, çapkın yürüyüşle dikkat nazarları çekmesinler; çünkü erkekleri tahrik eder, şüphe uyandırır. Fakat unutulmaması gerekir ki, kadının bu konuda başarısı daha önce erkeklerin iffeti ve görevlerine dikkati ve toplumda olanların gayreti ve özeni ile de ilgili olarak, bunlar da Allah'ın yardımı ile ayakta durabilir. Onun için bu noktada Resulullah (s.a.v) den bütün müslümanlara hitap ve erkekleri zikredip kadınları da içine alacak bir şekilde buyuruluyor ki:

Ve ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz. Demek ki bozuk bir toplulukta kurtuluş ümid olunmaz, toplumun bozukluğu da kadınlardan önce erkeklerin kusur ve hatalarındandır. Bundan dolayı başta erkekler olmak üzere erkek dişi bütün müminler imana yaramayan ve cahiliyyet izleri olan kusur ve hatalarından tevbe ile Allah'a dönüp Allah'ın yardımına sığınıp emirlerine özen ve dikkat göstermelidirler ki, topluca kurtuluşa erebilsinler. O halde herkesin kurtuluşu bakımından iş sahipleri ve ilgili şahıslar şu emirlere de özen göstermelidir. (Elmalılı, Tefsir)

(1) Ebû Davud, Libas:31.
(2) Müslim, Libas:125.
(3) Muvatta', Libas:4
(4) Beyhaki, Sünen, 2:235
(5) el-Mebsût,10:155
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Tesettür Nasıl Olmalı ?
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
İlim Dünyamıza Hoşgeldiniz.. ßiร๓illคђiггคђ๓คภiггคђi๓ ..νυѕℓαтıм özℓємiм∂iя.. :: ♥✿•*¨`*•✿♥ ♥✿•*¨`*•✿♥...::::iSLAM::::....♥✿•*¨`*•✿♥ ♥✿•*¨`*•✿♥. :: iรlค๓i ђคyคt tคгzı-
Buraya geçin: