İlim Dünyamıza Hoşgeldiniz.. ßiร๓illคђiггคђ๓คภiггคђi๓ ..νυѕℓαтıм özℓємiм∂iя..
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

İlim Dünyamıza Hoşgeldiniz.. ßiร๓illคђiггคђ๓คภiггคђi๓ ..νυѕℓαтıм özℓємiм∂iя..

KaRdEsLiGiN DaIm oLdUgU, sEvGiLeRiN BiRlEsTiĞi, DoStLuKlArIn bItMeDiGi AiLe fOrUmUmUzDa iYi vAkIt gEçIrMeNiZ UmUdUyLa eFeNdIm eDePlE GeLeN HüRmEtLe gIdEr.
 
AnasayfaKapıLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 selefi salihin akidesi

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
vuslatım özlemimdir
Yönetici
Yönetici
vuslatım özlemimdir


Mesaj Sayısı : 916
Kayıt tarihi : 02/04/09
Yaş : 47
Nerden : SİVAS

selefi salihin akidesi Empty
MesajKonu: selefi salihin akidesi   selefi salihin akidesi Icon_minitimeC.tesi Mayıs 09, 2009 9:54 pm

Allah (c.c.) Arşa İstiva Etmiştir!


Burada Allah'in Arsi'nin semavatinin ustunde oldugu bildirilerek, "Istiva"nin "Uluvv" manasiyla tefsiri gundeme getirilmistir. Nitekim sahabe, tabiun ve muctehid imamlar boyle tefsir etmislerdir. Oysa Muattila, Cehmiye, Mu'tezile ve onlardan bu gorusu alanlar boyle inanmazlar.

Ornegin Es'ariler v.b. Allah'in isim ve sifatlarini inkar edenler, onlari asil manalarinin disindaki bir manayla yorumlayanlar gibi. Halbuki hadis Allah'in sifatlarinin varligini gostermekte ve bu da Allah'in kemaline delalet etmektedir.

Nitekim salih Selef, muctehid imamlar ve Sunnete bagli kalarak onlara tabi olanlar bu gorustedirler. Bunlar, Allah'in, kendi zati icin ve Rasulu'nun O'nun icin var kabul ettigi kemal sifatlarin varligini, Allah'in Celal ve azametine yarasir sekilde, temsilsiz ispat ve tatilsiz ve mahlukata benzemekten tenzih ederek kabul etmislerdir.

Allame Ibnul Kayyim, "Miftahu Darusseade" adli eserinde demistir ki:

"Bu noktaya batini manada bir basiretle bakmak gerekir. Iste bu taktirde kendisine semanin kapilari acilir, onun katlarinda dolasir, melekutunda melekleri arasinda dolanir, sonra kendisi icin, bir kapinin ardindan bir baska kapi, kisaca ardarda kapilar acilir durur. Ta ki bu kalbin seyri Ars'a ve Rahman'a varip burada noktalanincaya dek. Boylece buranin genisligine, Azametine, Celaline ve Mecdine, yuceligine bakar da, yedi kat gok ile yedi tabaka yeri gorur. Bunlarin, gordugu Ars'a nisbetle durumu adeta bir colun ortasina atilan bir halka gibidir. Melekleri Ars'in cevresinde ses cikarir vaziyette gorur. Hepsinin tesbih, hamd, takdis ve tek bir sesleri duyulur. Emir, bir kavmin oldurulmesi ve birinin diriltilmesine, bir kavmin aziz ve birinin de zelil kilinmasina iliskin olarak, memalik ve ordularinin tedbiriyle, sadece Rabb ve Meliklerinin bilecegi bu yer uzerinden iner. Allah (c.c.) dilerse mulk sahibi kilar, dilerse mulku elinden alir. Bir mulkun insasi, digerinin yok olusu buradan iner, bir nimetin bir mahalden bir baska mahale degistirilmesi, ihtiyaclarinin farkliligina, cokluguna gore degerlendirilir. Egriyi dogrultmak, fakiri zengin kilmak, hastaya sifa vermek, sikintiyi gidermek, gunahi magfiret etmek, zarari onlemek, mazluma yardim etmek, saskina dogruyu gostermek, cahile ogretmek, kayibi geri getirmek, korkani guvenilir kilmak, kiraciyi kurtarmak, zayifa yardim etmek, medet bekleyenin imdadina yetismek, acize yardim etmek, zalimden intikam almak, dusmana engel olmak, hep buradan iner. Bu oylesi bir merasimdir ki, adalet ile fadl arasinda doner durur, hikmetle rahmet arasinda dolasir durur, alemlerin tum katlarina nufuz eder, burada hicbir kulak baskasinin konusmasiyla mesgul kilinmaz, cokca sual, ihtiyac ve farkli dillerden farkli isteklere ragmen asla bir kargasa olmaz, vakitlerinde bir farklilik ve degisim soz konusu olmaz. Hazinelerinde bir-tek zerre bile eksilmez. O, kendisinden baska ilah olmayan Aziz ve Hakim olandir, iste boyle bir durumda kalp, Rahman'in iki eli onunde basi egik bir sekilde, Allah'in izzeti ve azameti karsisinda husu ile egilir. Hak ve apacik Melik'in huzurunda secdeye kapanir. Oyle bir secde ki, buradan basini Yevmi Mezide dek asla kaldirmaz. Iste bu, kalbin yolculugudur. Kalp, bu haliyle kendi ulkesinde, yerinde ve mulkundedir. Iste bu, Allah'in saskinlik uyandiran sanatinin en muazzam ayetlerindendir. Boylesine bereketli ve huzurlu bir sefer icin neler verilmez, boylesine meyveli ve faydali bir yolculuk icin neler yapilmaz ki?

Boylesine faydali ve sonuc bakimindan en guzel bir yolculuk icin neler verilmez ki?

Bu, ruhlarin hayat buldugu bir yolculuktur. Bu, saadetin anahtari, akillarin ve gonullerin ganimetidir. Yoksa sirf bir parca azap olan bir yolculuk degildir bu."

Rasulullah (s.a.v.) henuz hayatta iken ondan sefaat dileme meselesine gelince:

Bundan maksat Rasulullah'in bu konuda dua etmesini istemek ve bunu saglamaktir. Dolayisiyla bu, yalnizca Rasulullah'a (s.a.v.) has bir durum da degildir. Aksine salih ve iyi bir kimse olarak taninan ve duasinin kabul gorecegi umulan bir kimseden de boyle bir seyin istenmesinde herhangi bir sakinca yoktur. Isteyen, ozel ve genel manadaki isteklerini istemede bunun duasindan yararlanabilir.

Nitekim Rasulullah (s.a.v.), Omer (r.a.) Umre yapmak istediginde kendisine:

"Ey kardesim, salih dualarinda bizi unutma." (Tirmizi, De'avat: 109, Ahmed: 1/29, 2/59) buyurmustur.

Abdullah b. Omer'den:

"Omer (r.a.), Umre icin Rasulullah'tan (s.a.v.) izin istedi de kendisine izin verdi ve:

"Kardesim! Salih duana bizi de kat, bizi unutma." dedi. Abdurrezzak, hadisinde derki:

"Omer soyle dedi:

"Uzerine gunes dogan bir gun olarak bana en sevimli gelen gun, Rasulullah'in bana:

"Ey kardesim!" diye seslendigi gundur."

Oluye gelince; bunun icin mesru olan, ona dua etmek, cenazesinde, kabri basinda ve baska zamanlarda onun icin hayir duada bulunmaktir. Iste olu icin mesru olan budur. Fakat oluden dua beklemek mesru kilinmamistir. Aksine Kitap ve Sunnet boyle bir seyin yasaklandigini ve boyle yapan kimsenin hakkinda tehditler bulundugunu aciklamaktadir. Allah (c.c.) soyle buyuruyor:

"Geceyi gunduze bitistirir, gunduzu de geceye bitistirir. Gunesi ve ayi emrine amede kilmistir, her biri belirli bir sureye kadar akip gitmektedir. Iste bunlari yaratan, Rabbiniz Allah'tir. Mulk (hakimiyet) yalniz O'nundur. Ondan gayri cagirdiklariniz ise bir hurma cekirdeginin zarina bile malik olamazlar." (Fatir: 35/13)

"Eger onlara dua ederseniz, duanizi isitmezler, isitseler bile size cevap veremezler. Kiyamet gununde ortak kosmanizi da inkar edeceklerdir. Her seyden haberdar olan Allah gibi kimse sana haber veremez." (Fatir: 35/14)

"Insanlar hasrolundugu (bir araya getirildigi) zaman, (Allah'tan baska taptiklari) onlara dusman kesilirler ve onlarin ibadetlerini inkar edenler olurlar." (Ahkaf: 46/6)

Olu ya da uzakta olan biri (gaib) soylenenleri isitme, dediklerinize icabet etme, fayda ve zarar verme gibi ozelliklere sahip degildir. Sahabe -Allah kendilerinden razi olsun- ozellikle de onlarin icinden daha once Islami kabullenenlerden, ornegin rasit halifeler gibi hicbirisinden ve onlarin disinda baskalarindan bunun zittina bir nakil yapilmamistir. Bunlarin, ihtiyaclarini olumunden sonra Rasulullah'tan istediklerine iliskin bir rivayet yoktur. Hatta kuraklik donemlerinde bile, O'nun olusune gidilmemistir. Nitekim Omer (r.a.), kitlik zamaninda halkla birlikte yagmur duasina ciktiginda, Rasulullah'in amcasi Abbas'tan kendileri icin yagmur duasi yapmasini istemisler, Omer (r.a.) da yagmur duasi icin ona emretmistir. (Buhari, Istiska:3, Fedail: 11)

Kendisi hayatta olup, yanlarinda bulundugu icin, Rasulullah (s.a.v.) gibi olmus olan birinden Rabbine dua etmesini istemek yerine ondan istemislerdi.



Hafiz, Fethul Bari'de diyor ki (2/339):

"Zubeyr b. Bekkar "el-Ensab" kitabinda Abbas'in (r.a.) nasil bir dua yaptigini da yazmistir. Kendi isnadiyla tahric ettigine gore Omer (r.a.), Abbas'tan (r.a.) yagmur duasi yapmasini isteyince, o soyle dua etmistir:

"Allah'im gelen bir amel mutlaka islenen bir gunah sebebiyledir. Eger bir bela kaldirildiysa bu da yapilan tevbe sonucudur. Kavim, beni one surerek, benim Rasuluyle olan yerimi, konumumu dusunerek huzuruna getirdiler. Iste gunahkar ellerimiz sana acilmis bulunuyor. Alinlarimiz tevbe etmis durumda. Bize bereketli yagmur yagdir."

Iste bu dua sonucu daglar misali yagmur yagdi, toprak suya kandi ve halk da mutlu olarak yasadi."

Eger Olumunden sonra birinden yagmur istemek caiz olsaydi, Omer (r.a.) ve Sabikun-i Evvelun (oncekiler) Rasulullah'a (s.a.v.) kosarlardi. Boylece yasayanla olu arasindaki fark ortaya cikmis oldu. Hayatta olan kimse eger yanimizda hazir bulunuyorsa, ondan bizim icin dua etmesini istemek caizdir. Cunku bunlar Allah'a teveccuhte bulunurken, kimin adina dua ve niyazda bulunacaklarsa, onun istegini goz onunde bulundurarak Rablerine dua ederler. Kim de mesru olani birakir da mesru olmayana basvurursa hem sapar hem de baskalarini saptirir. Sayet olen kimsenin duasinda -ki bu mumkunse- bir hayir olsaydi, bu hususta sahabe cok daha once davranirlardi. Cunku onlar bu hususta cok daha titizdiler ve buna en layik olanlar da bunlardi. Onun hakkini en cok ve en iyi onlar bilirlerdi. Kim Allah'in Kitabina baglanirsa kurtulur. Kim de onu terk edip, buna degil de aklina dayanip guvenirse helak olur
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
selefi salihin akidesi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
İlim Dünyamıza Hoşgeldiniz.. ßiร๓illคђiггคђ๓คภiггคђi๓ ..νυѕℓαтıм özℓємiм∂iя.. :: ♥✿•*¨`*•✿♥ ♥✿•*¨`*•✿♥...::::iSLAM::::....♥✿•*¨`*•✿♥ ♥✿•*¨`*•✿♥. :: ƒıкıн-αкαi∂-кєℓαм-
Buraya geçin: