İlim Dünyamıza Hoşgeldiniz.. ßiร๓illคђiггคђ๓คภiггคђi๓ ..νυѕℓαтıм özℓємiм∂iя..
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

İlim Dünyamıza Hoşgeldiniz.. ßiร๓illคђiггคђ๓คภiггคђi๓ ..νυѕℓαтıм özℓємiм∂iя..

KaRdEsLiGiN DaIm oLdUgU, sEvGiLeRiN BiRlEsTiĞi, DoStLuKlArIn bItMeDiGi AiLe fOrUmUmUzDa iYi vAkIt gEçIrMeNiZ UmUdUyLa eFeNdIm eDePlE GeLeN HüRmEtLe gIdEr.
 
AnasayfaKapıLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Münazarat Ris,Demokrasi Ve Kavram Kargaşası

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
beyaz nur
Yeni Üye
Yeni Üye
beyaz nur


Mesaj Sayısı : 86
Kayıt tarihi : 02/05/09

Münazarat Ris,Demokrasi Ve Kavram Kargaşası Empty
MesajKonu: Münazarat Ris,Demokrasi Ve Kavram Kargaşası   Münazarat Ris,Demokrasi Ve Kavram Kargaşası Icon_minitimeC.tesi Mayıs 02, 2009 4:29 pm

Aşağıdaki yazı ''Münazarat Risalesi Ve Şerhi'' isimli eserin ''mukaddime''sinden iktibastır.Başlık tarafımızdan konulmuştur.


Münazarat Risalesi,Demokrasi Ve Kavram Kargaşası

''Osmanlı Devletinin son yıllarında tek kişinin hâkimiyeti mânâsındaki saltanatın değiştirilerek Meclise ehemmiyet veren meşrûtiyet sistemine geçilmesinden hâsıl olan çalkantılı devrede kaleme alınan ‘’Münâzarât’’, esasta tam bir ‘’şerî devlet’’ şeklini ifâdeye çalışmaktadır. ‘’Devlet, Halîfe, Meclis’’ gibi mefhumların İslâm dinindeki ıstılâhî mânâlarını nazara veren Bedîüzzaman, tamâmen fıkıh esaslarına dayanarak bu mefhumlara açıklık getirmiş ve yanlış anlamalara meydan vermemeye gayret etmiştir. Lâkin Âhirzaman hâdiselerinin şiddetle zuhûru sebebiyle sözleri o gün muhâtapları tarafından anlaşılamamış, sonraları o sözlere sâhip çıkanların bir kısmı tarafındanda yanlış anlaşılmıştır. Hâlâ bu kargaşa devam etmektedir.

Osmanlının 1908’de ferdî istibdat idâresinden meşrûtî sisteme geçmesi, o sistemin de kısa zamânda İttihâd ve Terakkî eliyle cemiyet istibdâdına dönmesi; arkasından Osmanlı Devletinin yıkılarak cumhurî Sistemin kurulması, kısa bir müddet sonra onunda dejenere edilerek yine cemiyet istibdâdının hortlatılması; daha sonra da çok partili demokratik sisteme geçildiğinin söylenmesi; bu arada sıkça yaşanan açık-kapalı ihtilâller ve anayasa değişiklikleri gibi üç çeurek asra sıkışan dehşetli inkilâplar sebebiyle Müslüman milletin zihinlerinin allak-bullak edilmesi yüzünden hakìkatin anlaşılması iyice zorlaşmıştır. Münâzarât’taki ifâdelerin doğru anlaşılmasına mâni olan mefhumlardan ‘’demokrasi’’ hakkında bu Mukaddeme’de kısa bir bilgi verilmesi îcâb etmektedir.

Lûgat mânâsı ‘’hürriyetçilik’’ olan ‘’demokrasi’’ kelimesinin ıstılâhî yönüyle iki târifi yapılmıştır. Bu beşerî sistemi takrîben 2000 sene evvel ihdâs eden Yunan feylesoflarından Aristo, Sokrat ve Eflâtun’a göre târifi şöyledir:

‘’İnsanın hiçbir kànûn altına girmeden, kendi aklınca dilediği gibi hareket etmesi gerektiğini ileri süren bir rejimdir. Yâni insanın ne beşerî kànûnları, ne de İlâhî kànûnları dinlemeden kendi hevâ ve hevesine göre, herhangi bir baskı altında kalmadan ve başkasını da baskı altına almadan yaşaması gerektiğini ileri süren bir rejimdir.’’

Bugünün feylesoflarının kabûl ettikleri ‘’demokrasi’’ târifi ise
şöyledir:

‘’Dmokrasi halkın ken kendisini idâre etmesidir. Yâni kendi idârecilerini kendisinin seçmesi ve kendilerini idâre edecek kànûnları da kendilerinin çıkarmalarıdır.’’

Demokrasi sisteminin dayandığı ana esâs ise; dinin devlete kesinlikle karışmamasıdır. Ne İslâma ve ne de herhangi bir bâtıl dine dayalı bir devlet kurulabilir. Din ‘’İlâhî’’, demokrasi ise ‘’ beşerî’’ olduğundan, gerçek dinî inanç sâhipleri demokrasiyi kendi inançlarına göre ‘’yanlış’’ kâbul etmektedirler.

Dinlerini kendi sistemine karıştırmayan, o mânâda onlara aslâ hürriyet vermeyen demokrasi; dinlere muhâlefet ederek, kadınlara sınırsız hürriyet tanımayı da ana esâsları arasında saymaktadır.Çıplaklık meşrû sayıldığı gibi, zinâ da suç kabûl edilmemektedir.

Şerîatın mîras hukùku da geçerli sayılmamaktadır.

Şerîat nâmına yazı yazmayı yasaklayan demokrasi sistemi, onun dışında basın-yayına sınırsız hürriyet vermektedir.

Dinin ana prensiplerini çiğneyenlere verilen şer’î cezâları da kabûl etmeyen demokrasi, ‘’insan hakları’’ mefhûmunu sû-i istîmâl ederek insanların dine aykırı yaşamasına hâmîlik etmektedir.

Bu sarâhate rağmen, nedense günümüz Müslümanları ‘şerîata göre devlet sistemi’’ için yazılmış Münâzarat isimli eserdeki ifâdeleri ‘’demokrasi’’ sistemine de tatbîk etme yanlışını işlemektedirler. Okundukça görülecektir ki, bu şerh, bu tür yanlış anlamaların da önüne geçme niyetiyle kaleme alınmıştır.

Eserin şerhine geçmeden önce, müellifin çokça kullandığı temel mefumlar hakkında kısa bir bilgi verilmesinde fayda vardır. Yeri geldikçe şerhde tekrâr edilecek bu mefhumlardan ‘’devlet ve idâresi’’ ile ilgili olanlara kısaca bakacağız. Yalnız şu noktaya dikkat gerekir: Bedîüzzaman Hazretleri 1910’da bu bilgileri verirken, sâdece Osmanlı Devletinin değil, bütün İslâm âlemini düşünerek konuşmuştur. Dârü’l-İslâm’da devlete karşı silâhla hareket câiz olmadığından ancak ilimle iknâ yolunun açık olduğunu eserleriyle bilfiil göstermiştir.

Müslümanların din ve dünyâya âit işlerini İslâm dinin emir ve yasaklarına uygun bir şekilde yapabilmelerini te’mîn ve kontrol eden siyâsî teşekküle ‘’devlet’’ denir. O teşkilâtın başındaki idâreci şahsa da ‘’halîfe’’ ünvânı verilmiştir. İslâm fukahâsı, devlet ve hilâfetle ilgili bütün hükümleri Kitap ve Sünnetten tesbît etmişlerdir.Bu müctehid ulemâ ‘’Ümmet için aynı anda iki halîfe olamaz’’(Ahkâm-ı Sultâniye, Mâverdî, s. 37) demek sûretiyle, İslâm âlemin iki ayrı idâreci ve dolaysıyla iki ayrı devlet olamayacağında ittifak etmişlerdir.

Bu fikre mhâlefet eden din âlimi de çıkmamıştır.

Bu hükümlerden anlaşılıyor ki: İslâm âleminde şerîat-ı garrânın hâkim olduğu yerde ‘’tek devlet’’ vardır, ve onun başında da şer’î şartları taşıyan ve bütün ümmetin kendisine itaat etmesi farz olan ‘’tek halîfe’’ bulunur. Târifi yapılan bu İslâm devletinin hâkimiyet sahasında coğrafi hudut olmayacağından, her Müslüman o devletin her yerine serbestçe gidebilir. Devlet içinde eyâlet vâlilerinin idâresine verilen ‘’eyâlet hudutları’’ bulunkmakla beraber, bunlar ümmetin işlerinin daha rahat görülebilmesi için konulmuş idârî ve şeklî taksîmattan ibârettir.

Münâzarât Risalesi Ve Şerhi Sayfa 8,9,10,11/Tahşiye Yayınları

Baskı: İstanbul/Şubat/2006 (2.BASKI)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Münazarat Ris,Demokrasi Ve Kavram Kargaşası
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
İlim Dünyamıza Hoşgeldiniz.. ßiร๓illคђiггคђ๓คภiггคђi๓ ..νυѕℓαтıм özℓємiм∂iя.. :: ♥✿•*¨`*•✿♥ ♥✿•*¨`*•✿♥...::::iSLAM::::....♥✿•*¨`*•✿♥ ♥✿•*¨`*•✿♥. :: RiSคlE-i NยR-
Buraya geçin: