İlim Dünyamıza Hoşgeldiniz.. ßiร๓illคђiггคђ๓คภiггคђi๓ ..νυѕℓαтıм özℓємiм∂iя..
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

İlim Dünyamıza Hoşgeldiniz.. ßiร๓illคђiггคђ๓คภiггคђi๓ ..νυѕℓαтıм özℓємiм∂iя..

KaRdEsLiGiN DaIm oLdUgU, sEvGiLeRiN BiRlEsTiĞi, DoStLuKlArIn bItMeDiGi AiLe fOrUmUmUzDa iYi vAkIt gEçIrMeNiZ UmUdUyLa eFeNdIm eDePlE GeLeN HüRmEtLe gIdEr.
 
AnasayfaKapıLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 ::::Dua::::

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
vuslatım özlemimdir
Yönetici
Yönetici
vuslatım özlemimdir


Mesaj Sayısı : 916
Kayıt tarihi : 02/04/09
Yaş : 47
Nerden : SİVAS

::::Dua:::: Empty
MesajKonu: ::::Dua::::   ::::Dua:::: Icon_minitimePaz Eyl. 12, 2010 1:33 pm

Dua,bir yükseliştir.
Her dua,ruhtan bir filizin yeşermesi,boy sürmesidir.Dal budak salmak için rahmetlere avuç açar gibi,yaprak açmasıdır.Her yaprak yakarış,her çiçek açılışı bir duadır.
Tohumun yarılması bir duadır.Fidanlar bir uzanıştır Yaratıcıya ve bir duadır.Ağaçlar dal dal dua süslü,çiçek çiçek yalvarma bezelidir.Taş dua,toprak niyaz;deniz yakarıştır.Felekler dua ile devreder.Kainat dua ile doludur.
Yağmur bir dua karşılığıdır.Sabahleyin yaprakları ıslak kadife bakirliğinde taptaze canlandıran çiy,bir dua karşılığıdır.Meyve de bir dua mükafatıdır.Güneş,bir niyaz mukabelesi, ay bir yalvarma armağanı,yıldızlar birer dua hediyesidir.Alem dua ile doludur.
İnsanın duası,ruhtaki korkunç şiddette bir buluşma özlemidir,ebedi ve ezeli Sevgiliye…Dua, fani maddeden,mana sonsuzluğuna doğru bir sıçrayıştır.Fakat bir iniştir de dua.Varlığımız kudret elinde bulunana doğru mekansız bir ilerleyiş ve çıkış olduğu gibi,bir içe bakış hali oluşu sebebiyle iniştir.Duada,iç alem derinliklerine bir bakış da vardır;sonsuzluklarda, sonsuza doğru bir temaşa da vardır.İşte duanın akıl kalıplarına sığmaz griftliği…
Dua,bize bahşedilmiş bir miraç olayıdır.Rabbin huzuruna çırılçıplak,saf bir ruhla çıkmaktır. Merasimsiz,teklifsiz bir ziyaret gibi çıkıştır.Vasıtasız,teşrifatçısız,en ulu hükümdarın katına yükseliştir,divanına yüz sürüştür,eşiğinde erircesine diz çöküş,boyun büküştür.
Ancak bu huzura kabul,hem bir buluşma hem de bir hesaplaşmadır.Daha doğrusu, hesabımızı takdimdir.
Duanın bir noktada,dünya hayatını normal bir yaşayış çevresinde tutan kudreti ve bu kudreti devamlı kılmadaki enerjisi,müsbet ilimlerin yakalayabildiği bir sonuç yalnız.Duayı izah etmesi ise,düşünülemez.Laboratuvar teknikleri,mantık ve matematik kaideleri ilelebet,dua-ruh dua-fizyonomi,dua-tedavi münasebetlerini bir takım kanuniyetlere bağlayamayacaklar.Duaya Descartes’ci bir yaklaşım,hayatımızın içine girmiş sayısız tecrübe ile birlikte kendimizi de inkar mahiyeti taşır.
Dua bir çıkış ve iniştir dedik.Çıkış ile bir miraç,iniş ile de bir hesaplaşma.Bir yüceliş yüksekliklere,bir ağış,bir iniş enginliklere,derinliklere.İç dünyanın karanlıklarına bu ağış ve iniş,dua zamanlarında,ilahi bir murakebenin eşliğinde vuku bulduğundan başıboş bir yuvarlanış değildir.Bu sebepten,Batı tipi içebakışların,iç alemin karanlık kuytularında ve girdaplarında ferdi kaybederek,onda bir içe kapanış psikozuna vücut vermesinin tam tersine bir aydınlıktır dua.Her şeyi bizden daha iyi gören,bilen,bize bizden daha yakın olanın divanında aydınlık bir hesaplaşma ve yakarıştır.Sonra da bir kurtuluştur.Her samimi dua mutlak bir kurtuluştur.En iyi bilenin huzurunda hiçbir şeyi gizlemeye ve inkara cesaret edemeden açık bir muhasebedir.
İnsan,yaratılışı itibariyle günahı,kiri kabul etmez bir nezafettedir aslında.Dua,yüreği aklar içindir.Ve dua,ak yürekler sütündeki en ufak bir lekeye tahammül göstermeme hassasiyeti ile bütünleşirse gerçek dua olma özelliği taşır.Şüphesiz ki dua ak yüreklerden çıkıyorsa menziline ulaşır.Ya da sütteki siyah lekeler gibi,içindeki pislikleri temizleme gayreti ise gerçek dua vasfını kazanır.
Beyaz yürekler pisliklere dayanamaz.Ama bu demek değildir ki,o beyazlık hep lekesizdir. İnsandır,bir olur rahmet denizlerinde yüzer,bir olur günah bataklıklarında sürünür.İşte bu zaman beyaza leke düşmüştür.Ama o yürek bu lekeyi taşıyamaz uzun süre.İsyan eder.Pislik mutlaka temizlenmeli,sütteki leke tutulup atılmalıdır.Yüreği zonklatan şiddetli bir arzu.İtiraf kime?Sığınılacakların,güvenileceklerin en büyüğüne.Hudutsuz af ve bağışlama sahibine.Dua, bu itirafın en mükemmel vasıtasıdır.Kendine eş koşulmasından başka affedemeyeceği günah bulunmayanın eşiğinde itiraf edilmeyecek suç da yoktur.İtiraf ise bilindiği gibi bir rahatlayıştır.İnsan işlediği günahı kabullenirse yani kararmış kalbi üzerindeki lekeyi görebilirse günahını tenhalarda göklere bağırmak ister.Bağırmak,itiraf etmek ve kurtulmak…
Bunlar saf ve temiz yaratılışın günahtan ve kirden kaçışları.Dua,bu kaçış esnasındaki sığınma halidir.O halde dua,günahların erişemeyeceği yerlerdeki sığınaktır.Duanın yükselebilmesi,bir takım klişe sözler olmaktan kurtulup menziline ulaşması,aydınlık bir içe dalış ile mümkündür.
Duanın ruhumuza nüfuz eden bir ilaç,bir kurtuluş olması,yürek temizleme faaliyetleri ile birlikte yapılmasına bağlıdır.İç dünyanın temizlenmedeki başarısı oranında dua,yükseklere tırmanma kudreti kazanır.Duanın inişi ve çıkışı budur.Eğer dua sağlıklı bir iç hesaplaşmanın sıkıntılarından güç alıyorsa mutlaka müessir olur.Gözyaşı karışmış dualar en samimi yakarışlardır.Çünkü gözyaşları,iç hesaplaşmada,inanç adına kazanılan zaferlerin muştusudur.
Dua hesaplaşma ile birlikte ruhun nur denizlerinde yıkanmasıdır,temizlenmesi,güçlenmesi- dir.İnsanı,ebedi hayat planına göre bu dünya hayatına,yeni kuvvetlerle techiz ve takviye etmiş olarak tekrar tekrar gönderme çalışmasıdır dua.O halde dua bir yeniden doğuştur.
Dua,kendi varlığımızı çileli değişimlere uğratarak sonsuz ideallere doğru sefere talib olmak, destur istemektir.Böyle değilse dua,dudakların bir takım seslerle kıpırdamasıdır.
Dua,kalbe kandan daha yakın olduktan sonra,onu dil ile ifadeyle lüzum bile kalmaz. Kalplerin dilinden anlayan için söze ne hacet!Dudakların ve kirpiklerin kapatıldığı zamanlar kalbin en iyi konuştuğu zamanlardır.Madem ki O,bize şah damarımızdan daha yakındır!...
Dua,kalpte cereyan eden bir doğum olayıdır.İnancın,aşkın,ıstırabın yüreğe ektiği tohumun çatlayışıdır dua.Dua sırasında,kalbimizin yücelere arzuhal göndermenin sıkıntısı ile açılıp yumulduğunu hissetmiyorsak dua ediyor sayılmayız.Dua,aşktan doğan bir ıstırap çocuğudur. Fakat bu ıstırap doğumdan sonra bir bahar gülüşü haline döner.Bir çiçek aşısı gibi…
Duada ısrar öğütlenmiştir.Bu haşa,dua edilenin duymazlığından değildir.Bu öğüt,tamamen dua eden bakımından anlam taşımaktadır.Israr,gittikçe artma halindeki bir tondur.Israrın artması,ıstırabın,sıkıntının artması ile ilgilidir.Bu deneyler esnasında insan farkına varmadan olgunlaşmaktadır.Duada ısrar,duaya verilecek karşılık için bir hazırlanmalıdır.
Yeryüzünü bir uçtan öteki uca sarmış kalabalıkların gürültüsünden ve makine homurtularından kaçış için duyduğumuz yalnızlık ihtiyacı için dua bir çaredir.Yalnızlık madem ki,hem gayri tabii,hem de çağ şartları yönünden imkan dışı.O halde kalabalıklar içinde kulaklarımızı sağır kılacak,bizi seslerden uzaklaştıracak bir vecd haline ihtiyaç vardır.Bu, duadır işte…Şahsiyetlere geniş çapta tesir etme,köleleştirme imkanlarına sahip dış şartlarla yapılan kavga,ancak bir silahlanma ve zırhlanma ameliyesi olan duanın yardımı ile zafere gidebilir.Toplumun yeni bir kudret ile yeniden çıkmak için,kirlerden arındıran dualar yapılır.
Dua,sessiz inilti,gürültüsüz feryattır.Yalvarışta ses tonunun şiddeti arttıkça,onu varacağı yere duyurma imkanı azalır.Dua,en manalı sessizliktir.Duanın etkilisi,gözün,ağzın ve kulağın dışa kapalı olduğu bir anda,ilahi bir meşale ile apaydınlık olmuş gönülde,kulaklarla duyulmaz derin uğultular ve kaynayışlar halindeki duadır.
Çökmeye yüz tutmuş bir irade,dua ile yenilmez edilebilir.En büyük iradeye teslim olmaktan ve sığınmaktan doğan iradeden daha büyük bir beşeri irade bulunabilir mi?
Tam bir teslimiyet,dünya meşgaleleri ile bozulması mümkün olmayan bir sükun ve istikrar vücuda getirir.Şiddetli fırtınalarda,muhkem bir sığınakta duyulan emniyet duygusu hiçbir zaman duanın verdiği emniyet gibi olmaz.
İnsanın tabiat karşısında,son derece sınırlı olan gücü,başarısızlık ve mağlubiyetleri ölüm çizgisine düşürmemek için bir şeye muhtaçtır;sabır…Sabır silahının karşı koyamayacağı silah yoktur.Sabır,ilerleyiş için hazırlık bekleyişidir.Eğer ilerleme sabırsız ise,bir müddet sonra,bütün ilerleme imkanlarını silip atacak bir düşüş ve dönüş olmağa mecburdur.
Sabır,tahammül ve dayanıklılıktır.İnsanın aşılmaz hisarlarla kuşatılması ve korunmasıdır.Bu hisarın temelleri ve payandaları ise duadır.Yakarış,sabrı yaşatan,ayakta tutan kudrettir,kuvvettir.
Sabırdan ise umut yükselir.Umut alevleri sabır şamdanlarında tutuşur ve onda yanık durur. Umut,gözlerde,güneşten evvel doğan ışıldayıştır.Kızarmış gözlerdeki kırmızı ışık demetleri, sabah ufuklarındaki kızıllık gibidir.Kanlanmış gözlerde parıldayan umutlar,dua ve sabır ocaklarından tutuşmuştur.
Umut,sabır,dua,sükun ve istikrar…Kelimeler arasında bu erdemlerin tümünü birden ifade edebilecek bir kavram bulmak pek güç.Fakat bu erdemin esrarını üç harfin yan yana gelmesi çözebiliyor;dua…
Duayı bir ruhi ihtiyaç ve alışkanlık edinmiş kimsede mükemmel bir karakter oluşur.
Bu tip,bir gül gülümseyişidir bahçelerde.Çiçek çiçek tebessüm aydınlığıdır.Duadan su içmiş çiçek için kurumak yok.Duacının yüzü ebedi aydınlıkların aynasıdır.
Dua ile açılmış güle solmak yok.
Aşk ile tutuşan,dua ile yanan gönüle ölmek yok.
Yenilmeze sırt dayayan yenilmez.
Dua ile dirilen ölmez.
“Bize O yeter!...O ne güzel dost ve dayanak,O ne güzel vekildir.”
Duacı,dosta bir tebessüm ise,candan,yürekten;düşmana da gülümseyiştir.Şu farkla ki,dosta bir gül gülümseyişidir,dostta erimek,kardeşte yok olmak,onun olmaktır.Düşmana ise aşılmaz, alaylı bir dağ gülümseyişidir.Hor görmedir inanmamışı.Güvenmedir bu gülümseyiş.Lakin kendine değil,yenilmez olana.
Birinci gülümseyiş,duacının egosunun esaret haberidir.İkinci tebessüm devrilmez bir şahsiyet abidesinin korkusuz tepelerinde ışıldar.Birinci gülümseyiş,”ben”i tepeleyiş,ikinci gülümseyiş,”ben”in dışarıdaki müttefiklerini,inanmamışları çiğneyiştir.
Yakarışımız kendimiz için değildir.Kendimiz için dua edeceksek,bizde bizim olmayan, gayrılara feda ettiğimiz tarafımız için dua edelim.Ölücü yanımıza,çürüyücü fani tarafımıza değil.
Maddi varlığımız için yaptığımız duaya bizden başka amin diyecek var mıdır?
Gönül evlerimize süs olmuş,ruh alemlerimize örgü örgü ziynet olmuş,kalbimizde irade, kafamızda ışık olmuş bir yüce buyruk dinleyelim:
“Kim ki,yanında hazır bulunmayan bir inanmış kardeşi için dua ederse,etrafındaki melekler, istediğinin bir misli de senin için olsun derler.”
Şeytan’ın amin dediği dua,bedduaya dönüşür.O halde başkaları için dua edelim.Bir de başkalarının olan tarafımız için.Herkesin birbiri için dua ettiği yerde,kalplerden yükselen yakarışlar eşsiz bir kudret kazanarak,hudutsuzluklarda yol alarak hudutsuza ulaşır.Bu,fert fert yükselen,fakat biraz yukarda birleşen beraber duaya ise bütün kainat amin der.
Derinliklerinde inci arar gibi,şahsiyetimizi arayıp bulmak ve Yaratıcının huzurunda yakarmak,O’nun huzuruna varabilmenin tarif edilmez zevkine varabilmek için dua denizlerine dalalım.
Çakıllardan altın süzer gibi,iblis nefesi karışmış varlığımızdan dua süzelim.Dua,bizlerden melek damıtsın ve armağan etsin,inandığımıza,kendimizi verdiğimiz şeye,çevremize ve Allah’a bizi!...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
::::Dua::::
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
İlim Dünyamıza Hoşgeldiniz.. ßiร๓illคђiггคђ๓คภiггคђi๓ ..νυѕℓαтıм özℓємiм∂iя.. :: ♥✿•*¨`*•✿♥ ♥✿•*¨`*•✿♥...::::iSLAM::::....♥✿•*¨`*•✿♥ ♥✿•*¨`*•✿♥. :: dยค ๒คђçєรi-
Buraya geçin: